9 Eylül 2010 Perşembe

Şeker Bayramı *-*

Evet bugün şeker bayramı...
Herkesin Bayramı Mübarek Olsun...
Bayramların en sevdiğim yanı bir sürü güzel yemekler ve tatlılar yapılması en sevmediğim yanı ise hayatında hiç görmediğin ve akraba dediğin kişileri gezmek zorunda olman... XD XD

8 Eylül 2010 Çarşamba

Hiçbir şey

Aslında dün den bahsedecektim biraz... Çünkü dün iftarı kızlarla geçirmiştim.Gül, Gül'ün kardeşi, Gamze ve Gamze'nin ünili bir arkadaşı ve ben sonunda Taksim de buluştuk. Buluşana kadar canımız çıkmıştı orası ayrı mesele de... Gül'ü bulmak labirentin içinde iğneyi aramak gibi bişiydi. Bir türlü bulamamıştık. Bulduğumuz da ise çok şükür dedim. XD
Hele şükür yani zaten oruçluyum. Neyse zaman geldikçe biz de Mc gittik. Hani iftar menüsü falan varmış. Valla biz kazıklandık. Başka Türk vatandaşı kazıklanmasın gitmeyin oraya yaw. Burger'a gidin. Resim de hayvan gibi dürüm gördük. Bir gittik aldık minnacık bişi... Mini menü sandım, hani çocuk menüsü var ya onlardan falan... Her şey mini boy böyle... "Biz bunla doyacak mıyız?" dedim. XD Hani elimde kayboluyor dürüm. Tutulacak kadar doluda değil. En azından hamburger de ekmekte vardı. Bunda oda yok. XD "Doyarız." dedi kızlarla yemeye başladık. 2 saniye sonra bitti. Zaten içer de son ses müzik ezanı duyduk duymadık. Bilmiyoz da saate göre yedik. İnşallah kabul olur. Ne diyim.
Oradan çıkıp gezdik. Maraş dondurmacısı muhabbeti gene vardı. Adamlar hakkında her şeyi diyoruz. Adam bir sallıyor dondurmayı uzuyo uzuyo onu bide yicem. Lan yönünü şaşıran bir sinek içine girdi. Oda benim dondurmama geldi napcam o zaman XD En tiksindiyim şeylerden biridir. Zaten nedense hep böyle şeylerde hep beni bulur. Neyse gel gelelim bende Burger'dan dondurma aldım. Bizimkilerde öyle. Takılıyoz öyle yiyoz geziyoz. Bunlar otobüse bindi. Gamze'de gezmeye devam etti. Bende otobüs bekliyorum. Gelmedi gitti. Saat 10'a geldi. Ben otobüs bekliyorum. XD Tövbe tövbe sayacaktım şoföre artık. Yarım saat otobüs bekledim resmen. XD bindim. İndiğim de zaten hayalet yol gibiydi. Kimse yok. Hızlı hızlı eve gittim. Bir baktım bizim aney kapıda camiden çıkmış büyük ihtimal anne diyorum bakmıyor. "Anneeee" diye bağırdım yok ."Anneee arkana bak." dedim. "Aaaaaa burdamısın" dedi. "Evet" dedim. "Çok geç kalmışın." dedi. "Napim otobüs gelmedi." dedim. Çıktım yukarı attım kendimi yatağa yorgunluğu çıkartırcasına...


Ertesi gün Liz bir olaya kızmıştı. Aslında onun deyimiyle kızgın değildi. Sadece sitedeki hiç bir MOD çalışmadığından bunları kabul edemiyordu.( Kısacası kızgındı yani =) ) Ben de "Boş ver zamanla düzelirler." dedim. Polyana mod takılıyorum ben şu sıralar anlamadım gitti. O sırada Liz sitede yenilik yaptığını bunu Tigris'e söylediğini ama onun ne yaptın diye ona karşılık verdiğini anlatınca o an galiba her halde çocuk Liz'in yanında olsa ertesi güne cenazesini kaldırırdık. =) İçimden kafamı PC'ye vurmak geldi. deyince aha dedim. Liz çıldırdı. XD Kıza ne kadar sakinsin ne kadar sakinsin sen keşke senin gibi olsam diyodum. Nasıl bir şey yaptıysam. Kız benim gibi komalık oldu. XD Bende böyle çıldırıyorum arada... XD Neyse dedim "Liz boşver bunları. İnsanlar sadece görmek istediklerini görür. Gerçekten görmeyi denemezler." dedim. Ondan sonra bu söz benim sözüm oldu. Bir anda çıktı ağzımdan oda bunu kabul etti. Daha önceki olaylarımızdan da bahsettim.


Akşam üstü Emre diye bir öğretmen var aslında yeni öğretmen oldu. =) Neyse onla konuşuyoruz. Bana birinden bahsetti. Sevdiği arkadaşlardan birine hakaret etmiş o arkadaş. Oda gruptan silmiş. Bir link attı. Bana da "Buna Eline sağlık diye yorum yazsana..." dedi. Bende "O zaman şöyle yazarım." dedim. "Eğer hakaret etmişse, Eline sağlık güzel yapmışın yazarım." dedim. "Çünkü hiç kimsenin günahını taşıyamam, bana böyle bir şey yazmadı sonuçta ve ben kötü bir şey yazdığını kendi gözlerimle görmedim." dedim. "Off öyle yapmışsa ayıp etmiş yaz bari" dedi. Bende böyle şeylere fıtık olurum. Yani şuna sinir olurum. Hani görmediğim bilmediğim bir olaya sanki o kişiyi çok iyi tanıyormuşum gibi tanıklık etmek veya onun dediği her şeyi yapmak. Bu benim tedirgin olduğum bişeydir. Sonuçta bu kişiyi de 1 aydır tanıyorum. Tabi buna tanımak denirse... O dediği kişiyi ise hiç tanımıyorum. Gene yorum yazdım fakat arada bana "O zaman yorum yazma..." demesine de biraz garipsedim. Eskiden Çağlar bunu çok yapardı. "O zaman yapma boşver." Saki hani yapmazsan yapma senden istemek zaten kabahatti. gibi bişi bu bana göre... Buda benim moralimi çok bozuyor. İnsanı mecbur bıraktırıyor. Kendi düşüncemizin hiç bir önemi yokmuş gibi. Hiçbir şeymiş gibi silip atılıyor resmen...
Sonrasında bana "İyi ki adresimi değiştirmişim. dedi. "Ne kadar çok tanımadığım insan mı var diyorsun." dedim. "Evet" dedi. Bende bunu çogu zaman dediğimi söyledim. "Ama silmiyorum bir umut belki düzelir diye salakça degil mi?" dedim. "Evet" dedi. Bu biraz direk yüze yapıştırma gibi bir cevaptı. Ne diyebilirim ki... Sadece şunu söyleyebilirim galiba... Bir insandan gerçekleri duymak kadar kötü bişi yoktur biliyor musun?! İnsanın kalbini gerçekten acıtıyormuş. Keşke hiçbir şeyi umursamasam diyorum kendi kendime... Hiçbir şeyi...



3 Eylül 2010 Cuma

Zamanda Yolculuk

Bir ara anlatmıştım ya erkeklerle aram pek iyi değil diye :) Doğru hiçbir zaman iyi olmadı. Ama bazı erkeklerinde kızlarla arası iyi değil benim gibi yani... Bunu neden mi söylüyorum. Daha demin bir olay aklıma geldi. Sonra eskilere gittim şöyle bir. Son sene deyiz. 12. Sınıfta bir arkadaşımız vardı. Erkekler ona hep top diyordu bunun en büyük sebeplerinden biride her halde genelde kızlarla takılması konuşmasıydı. Bende buna sinir oluyordum. Birisinin aşağılanmasından veya rencide edilmesinden nefret ederim. Sebebini ararım bunun eğer yapılan aşağılama saçma bir şey ise işte o zaman ben, ben olmaktan çıkarım. Anaç bir koruma tavrı sergilerim. Bu hep böyle olmuştur. Nedenini benim bile bilmediğim bir şey bu...
Hemen çocuğa en sevdiğim karakterin adını koyup devam edim. ^-^ İşte Naru ona hep böyle davrandığından doğal olarak ona böyle davranan kişilerin yanında durmuyordu. Haklı olarak bana da böyle bişi yapsalar ben de onların yanında durmak istemezdim.Bizle takıldığından da yanlış anlaşılmalar oluyordu. Özellikle ben PC oyunları manyağı, şifre kırma meraklısı ayrıca anime ~ manga fanı olduğumdan Naru'da bunları sevdiğinden birlikte çok takılırdık. ^-^ Gel gelelim onla anılarımıza aslında biraz tuhaf karşılamalarını da şuan normal buluyorum desem doğrudur.
Bilgisayar programlama okuduğumuzdan sırf PC başındaydık. Nerdeyse her ders PC gibi bişiydi. Bizim kızlar artık eve gidince PC 'ye oturmak istemediğini söylerlerdi. Ama bende ne tür bir hastalık varsa, ben çok seviyordum. Hala da öyledir. Babam artık "PC başında ölcen kalk." der. İyi bir şey değil. Ama nasıl beceriyorsam. İnternetsiz televizyonsuz ortamda 1 ay kalmayı da başarabiliyorum. XD (Tatillere gittiğimizde...) Neyse gel gelelim konumuza, gene PC dersindeyiz. Naru'da müzik getirmiş. Bana dedi ki "Gel dinleyelim." Bende "Tamam." dedim. Ama bizde de bir kulaklık var onla da Rose dinliyor. Ben de bir şekilde dinleyebiliriz her halde diye düşündüm. Sonra müziği açtı. Kendi kulaklığını bana verdi. Kulağıma taktım. Dinliyorum. Fakat daha rahat duymam için Naru'da kulaklığı tutuyor. İçimden fesatlık geçiyor şimdi. "Yaw biri görse şu durumu tam yanlış anlaşılacak poszisyon. Hay Allah nasıl söylesem." Şarkı çalıyor ama yani benim kafamda bu sorun var. Neyse ben de çıkardım "Çok güzelmiş."  falan filan geveleyip "Rose'da dinlesin." dedim. Kulaklığı ona uzattım. Kız bir tur dinleyemeden kızdan aldı. Benim kulağıma geçirdi gene. Bende bakınıyorum. Hoca da geliyor. Aha harbiden sıçtık. Tam o sırada kulaklığı çıkarcam buda tutuyor, elini tutuyom çeksin diye. Yok resmen eli kulaklığa yapışmış. Zorla dinlettiriyor.sanki... XD Haydaaa "Bir dk." diyorum. Oda "Dinle dinle" diyor. Birazdan ebemizin ninnisini dinlicez zaten... Bir yandan da içimden "Naru şu kulaklığı çıkartim kafanı kırcam." diye sayıyorum. Hocada bize bakıyor. Ağzını eline atmış. Tabi hangi hoca bunu görse aynı şeyi sorardı. [ Kulaklık kulağımda Naru'nun eli üstünde benim elim onun üstünde hocaya ikimizde mal mal bakıyoz.] "Ne yapıyorsunuz siz?" hemen elimi çektim. "Valla bişi yapmıyorduk hocam." dedim. O an sanki kötü bişi yapıyormuşuz da yakalanmışım gibi hissettim desem yeridir. XD Tabi durumu hemen toparlamaya çalıştık. Ama Naru'da tık yok hoca gittikten 2 k sonra şu şarkıda güzel dinle diye kulaklığı gene taktı.
~ ~ ~
Başka bir olay ise sırada kızlarla oturuyorduk. O sırada Naru'da yanımıza geldi. Konuşmaya başladık. O zamanda son derse giricez yani son tenefüs oyunlar hakkında konuşuyorduk. Bişi oldu. Naru'nun dili sürştü. Ama tüm kızlar dahil olmak üzere bende şok oldum. Bana dönüp "Bugün eve gidince ne yapıyoruz?" dedi. Bende "Nasıl yani!?" dedim. Hani aynı evde kalsak gam yemicem. O an oyun aklıma geldi. Eve gidince ne yapıyorsun oyuna gircekmisin demek istedi galiba diye geçirdim içimden tabii bunu sadece ikimiz biliyoz diğer kızlar tuhaf tuhaf  bakmaya kaş göz işareti yapmaya başladılar. Bende "Arkadaşlar yanlış anladınız oyundan bahsediyoruz." dedim fakat daha büyük bir pot kırdığımı daha sonra anladım. Bir arkadaş "Ne oyunu bu..." diye pis pis sırıtınca Naru "İçiniz fesat sizin." dedi. Doğru diyordu ama söylentiler bir kızın ağzında elektrik şokundan bile daha hızlı yayılır. O ders bitmeden bunu herkes öğrenmişti. Tabi yanlış olarak, o an o kızı orada öldürmek istedim. Bu tepkimi de ona gösterdim. Fakat milletin ağzı torba değil ki büzesin.
~ ~ ~
Diğeri ise ben öğle aralarında çok uyurdum. Genelde en zevk aldığım şeylerden biriydi. Sevmediğim derslerde de uyurdum. En önde olmama karşın hiç kimse bişi demezdi. Yada fark etmezlerdi diyim. Bir öğle arasında ben kafamı koydum ellerimin üstüne gözlerimi de kapadım hayal dünyası yolculuğuna çıktım. Bir kaç dakika sonra saçımla biri oynuyor. Bende saçıma dokunulmasından nefret ederim. Nedenini bilmiyorum ama kafama, saçıma dokunulmasını hiç haz etmem. Yanımda da Rose oturuyordu. Bende o yapıyor diye düşünüyorum. "Rose yapma!" diyorum. Kafama dokunuyorum. 1 dakika geçmiyor gene aynısı "Rose yapma sevmiyorum." dedim. Elimi kafama getirdim gene 2 dakika geçmeden kafama dokundu. "Rose yeter ya!" dedim bir kafamı kaldırdım. Naru Rose'un sırasına geçmiş. Bana bakıp gülüyor. "Ne oldu!?" dedim. "Nerdeyse kafana dokundum diye beni döveceksin." dedi. "Kafama dokunulmasından nefret ederim." dedi. "Wuuu çok kızmışız." diyerek dalga geçmeye başladı. Bir süre dik dik baktım. "Tamam tamam anladım ben, bir daha yapmam." dedi. Gözlerimi devirdim. Rose hemen koştu. O benim böyle kızgınken gözlerimi devirmeme bayılır. Garip bir şey bana "Sırf bu yüzden seni kızdırabilirim." bile demişti. XD

İşte anılar böyle gözümde canlandı. Şimdi hiç konuşmuyoruz. Ama iyi ki günlüğüme yazmışım. Bazen okudukça gülüp eğleniyorum. Bazen ise bu davranışına bir anlam getiremiyorum. XD