31 Aralık 2009 Perşembe

YENİ YILINIZ KUTLU MUTLU VE HUZURLU OLSUN....

    NİCE MUTLU SENELERE...

XD XD Bu sene çok eğleneeeeelim ve mutlu olalım...  Dileklerimi buraya yazsam yer kalmaz ama bir kaç yapabileceğim şeyi yazıcam.
1: Arkadaşlarla mektuplaşmaya devam *-* nereye kadar sürerse...
2: Bir sürü fotoğraf çekmek istiyorum çoğu zaman yanımda taşıdıgım halde doğru dürüst çekim yapmıyorum.
3: Kendime yeni bir manga çalışması yapıcam. En azından 4 5 sayfalık olsa o bile yeter.
4: Bir dans dersini öğrenmek istiyorum kısmet olursaa...
5: Bir kulübe katılmak istiyorum artık XD
6: En az 2 veya 3 Şehire gitmek. XD
7: Kendime yeni bir ben lazım dicem tam olacak XD (şarkıdan çalıntı gibi oldu ama idare etsin bakalım ne kadarını gerçekleştirebileceğim)

28 Aralık 2009 Pazartesi

Bu Kadar Olmaz!!!!

Bir insan rezil etmeye uğraşır da hani hiç uğraşmadan rezil etmeyi başarabilen her halde tek annemdir. Nasıl beceriyor bunu anlamış değilim. Geçen gün annem buzdolabı bozuldu diye birini çağırmıştı. Oysa dolapta sorun yok bizde genelde öğlene doğru kalktığımızdan adam bize güzel bir baskın yaptı saç baş dağınık abimle sağa sola koşturuyoruz bir yandan da birbirimize emirler veriyoruz.
Abim: Mutfağı topla..
Akain: Sen yatakları al.
3 dakika içinde bunlar bitsin. Jet hızıyla evin içinde ikimizde koşturmaya başladık.
Ama tabi adam motor takmış gibi direk geldi ve kapıya dayandı. Dolaba baktı bize baktı. Bunda bir sorun yok dedi. Annemi aradık dolapta sorun yokmuş diye...
Var diyor. Yok diyoruz. Var diyor.
Tamam normalmiş öyle sesler çıkarması "heee tamam o zaman" demez mi ikimizde fıtık olduk. Sanki rezil etmeye çalışırmış gibi harbiden de başarmış oldu. Adamın yanına hiç kimsenin yanına çıkmadığım gibi dalış yaptım. XD Off Aney Off

24 Aralık 2009 Perşembe

Ders Mers Bize Ters XD


Hmmm nerede o gezme tozma konserler, nerede o eğlence, nerede o üniversite hayatı... Ulen şimdi Arabesk'e saldırıcam batsın bu dünya bitsin bu rüya diye XD Elbet yapıldı ama gene yapılsın ölürler mi sanki yapsalar "hı hı" dicem şimdi... Gel gelelim şu son günlerdeki halime ben kendimi hiç iyi bulmazken arkadaşlar benden daha beter çıktı. Demek ki herkes bir yere kadar çalışmalı yoksa ondan sonra cümle bozukluğunu bile geçtik normal hayatta artık anormal cümleler kurmaya başladık. XD
Bugün eve gelirken (4 veya 5 saat boyunca bir derste durduktan sonra her halde üçümüzün de beyni sulandı.) yolda konuşmaya başladık. Ama ilginç bir tarafı hepimizde birbirimizi gayet normal konuşuyormuşuz gibi iyi anlıyoruz. XD
ayaktayız bekledik 4 saat bugün.
hehe yorucuydu evet çok
XD Arkadaş yandan dürttü.
İyi misiniz siz. 
Bugün kendimi pek iyi hissetmiyorum şekil A da da görüldüğü gibi dedim. XD
Yediğiniz bişimi dokundu.^^
Olabilir ikimizde patatesli yedik. Onda deli dana hastalığı olmasın sakın XD
Ohaa Akain oldu olacak tüm okul yakalansın tek biz yemedik ki 
Ama ikimizde bu haldeyiz. XD İçine bişi katmış olmasınlar.
yuhhh =D Sende abarttın.
Konu başka bir şeyde açıldı. O günkü dersimize geldi. Bazı arkadaşlarla da tatsızlık yaşamıştık. Ayrıca bayabi yorucu bir gündü. Fakat ilginç bir şeyde olmuştu. ^^
Ya kızım ne güzel işte ben hala kendimi nasıl seçtim onu düşünüyorum. XD (Film yapmıştık. Hoca karıştırıp veriyordu herkese farklı kişi olsun diye sınıfta kendi filmini alan tek eleman ben oldum madalya takıcam kendime XD Uğraşsam denk gelemezdi.)
Orada bile anormalliğini gösterdin. XD
Ulan hoca verdi elimi bile sürmedim ama güzel oldu heheh XD
Filmlerden okuldan derken duraklar geldi indik sohbet koyuydu ama bitmesi de gerekiyordu. XD

16 Aralık 2009 Çarşamba

Gazete ve Kitap Okumak :)

Kaç türlü kitap okuyabilirsiniz. Yahut en basiti başka birinin tuttuğu dergi, kitap, gazeteleri okuyabilir misiniz diye sormam gerek. XD Ben şu son günlerde metrobüsle gidip geldiğimden ve ömrüm yollarda geçtiğinden artık bende bağışıklık mı yoksa başka bir şey mi oldu anlayamadım. Herkes genelde kitap veya gazete okur bende onlardan bakarak okurum. XD Belki diğer kişi için çok gıcık bir şey olabilir ama benim için eğlenceli bir şey XD

Geçen günde böyle bir olayla karşılaştım. Kadın gazeteye yapışmış. Hararetli hararetli bir şey okuyor. Acep bu okuduğu şey ne merak ettim. Bende okumaya başladım. Ama kadın gazeteyi fazla hırpaladığından pekte doğru okuduğum söylenemez. XD Az daha sallamasana dik tut bakim dicektim. XD Kendisi nasıl okuyor onuda çöze bilmiş değilim.
Neyse gel gelelim gündemde son olanlar gazetede yazıyordu. O kadın kalktı. Tüh dedim en heyecanlı yerinde kalktı. Onun yerine kitap okuyan bir kız oturmaz mı. Başladım ondan kitabı okumaya XD Ben de fazla bağışıklık yaptı galiba bu ama nedense birisinden okumak daha eğlenceli hele de sanki sapık bişi okuyolarmış gibi senden saklamaları yok mu XD Asıl o zaman gülmemek için zor tutuyorum. XD Ne yazdığını da merak ediyorum ya neyse XD

14 Aralık 2009 Pazartesi

Konuşulanlar ^^

Kampüse giderken bir kaç konuşmada duyuluyor elbet. Bende kulak misafiri oluyorum XD ilk önce iki kız yanıma geçip konuşmaya başladı.
1.Kız: İnanmıyorum hala alıyor yaa... Atlıcam şurdan 
2.Kız: Almasana artık alma.
1.Kız: Bu otobüsleri anlamıyorum.
2.Kız: Ağzına kadar tıkıyor arabayı nefes alamıyoruz.
1.Kız: Öff bi durak daha...
İç ses: (Biraz daha bağır seni pek duyamadı galiba) 0.0
2. durağa geliyoruz. Adam almaya devam ediyor bir yandan da "Arkada boş yer var ilerleyin." diyor. Millet birbirine yapıştı. O nasıl boş yer görüyor ben bile çözememiştim o an... XD
1.Kız: Yaaa yeter yaa
2.Kız: Nefes alamıyorum cidden. 
İç ses: (Bende şimdi bayılıcam.)
O sırada da yanıma 2 erkek genç geçti. Başladılar konuşmaya...
1.Genç: Üff ne yapcam abi ben yaaa 
2.Genç: İşte çocuklarına dersin üniversiteye geldim ama kapısından döndüm. 
İç ses: ( XD XD XD )
1.Genç: Ya oğlum dersi veremedim gitti.
2:Genç: Eee o zaman sınava niye giriyon oğlum
1.Genç: Bir ümidim var belki sormaz diye... Derste yapıyorum ama sınava gelince olmuyor bir türlü bende anlamış değilim.
2.Genç: Ahh ahh bol şans o zaman.
1.Genç: Abi geçen gün Dedem'le ilgili olay yaşandı.
Burada dedesinin nasıl öldüğünü anlatıyor.
İşte babasının son kalkıp sabah nefesini kontrol ettikten sonra öldüğünü söyledi.
Arkadan da bir kadın ameliyat olduğu bir yer varmış. Ameliyat olduğu yeri tarif ediyordu. 
Tam yanında geçiyoruz. Parmağını uzatıp...
"Aha şura şura şura o binanın arkası falan." dedi. 
Bide bu 1 gün içinde yaşadıklarım. XD

27 Kasım 2009 Cuma

Rp Kurgusu Hazırlama XD

Bizim Peter'la şu büyücü sitesi ile RP hazırlıyoduk.Yeni bir karakter açıcam onun hayat hikayesi nasıl olacak belli değil. Bizde ikimizin karakteri kardeş olsun dedikte; "kurgu nasıl olacak sen 1 yaş büyük olmıcakmısın" dedim. Olucam bak şimdi. Senin anne farklı benim anne farklı bizim baba arada muggle olan anneye geliyomuş. Muggle olanı çok seviyormuş..."
Oha oha çüşş noluyo len bu baba iki yere nasıl gidiyor. o.o
Senin anneyi bırakıyor. XD
Niyeeee :(
Terk ediyor işte büyücü ailesini sevmiyor. XD
Hee terk ediyorum ulan boş ol. XD
Eee o zaman niye geri geliyor. o.o?
Tamamen bırakmıyor. Yani kısmen terk ediyor =)
Heee o zaman kısmen terk ediyorum lan yarım boş ol. XD 
Koptum. XD XD
Tabi burda gırgıra vurdugumuzdan aile durumumuz meçhul oldu. Bizim büyücü baba bayabi coşturmuş üçüncü bir abla çıkarsa hiç şaşırmam XD Hogwarts'ta öğrenciyiz sözde ama Brezilya dizilerine döndü aile geçmişi... XD XD XD


Yeşil=Peter
Pembe=Akain

Evet millet kurban bayramınız kutlu olsun. Nice bayramlara... :) 
Bayramın iki özelliği var. Biri iyi bir özelliği kötü... XD
Herkesi bir arada görmek, eğlenmek, konuşmak, sohbet etmek iyi... Ama temizlik yapmak bide başınızda komutan varsa o işte çok zor. Neeeeeyyseeee...
Herkese iyi bayramlar.... =)

25 Kasım 2009 Çarşamba

Yaşasın Tatil XD


Ohhhh sonunda Vizeler bittiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii.
Allahım binlerce şükür. Kurtuldum...  Bide iyi notlar aldığımı görsem oda sevincimin cabası olacak. XD Sonuçta bu hafta ve geçen hafta dahil olmak üzere ara sıra PC'ye baktım. Ama bu bayram boş durmak yok XD Bütün uyuşukluk modumu atıcam. Bunda kesin kararlıyım. Ama şimdi bol bol müzik dinleme zamanı... Ve resim çizme XD XD XD

22 Kasım 2009 Pazar

Resim ve ilham modu XD

İlham neredesin yaw... Bir ilhamımı bulabilsem resim çizcem... Özledim resim çizmeyi... Sınavlardan doğru dürüst başımı kaldıramıyorum ki. Zaten finalleri de 2 haftaya yapıyorlarmış. Bu benim için acı bir darbe oldu. Bir yönden iyi bir yönden kötü. Dinlenmek için zamanım yok bir konular fazla birikmicek iki...
AMA AMA AMA...
Ben bu kadar erken olmasını istemiyorum yaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa.....................................

20 Kasım 2009 Cuma

Hidratasyon XD

Hani bahsettiğim şu meslek kimyasına çalışmam gerekiyordu. Bugün onun sınavı vardı. Tabi çalışırken artık kafa iyice kimyalaştı. Kendimden geçmişim tanım okuyorum ama bir türlü gözümle gördüğüm bir şeyi okuyamadım. Tuhafıma gitti. Görüyorum ama dilime dökemedim bir türlü. 4 5 defa farklı şekilde söyledim. Bende ki de ne onu anlamış değilim. XD
"İyon bileşikleri arasında karşılıklı etkileşim olayına hidrasyon hidisyon hiditron hidratiyon alla alla noluyo yahu..."
Gittim elimi yüzümü yıkadım. Kimya ya çalışırken belli bir süre çalışmak gerekiyor fazlası cümle kuramama olayına giriyor. XD

18 Kasım 2009 Çarşamba

Sınav Arifesi @-@


Ben gidiciyim galiba...
Bu son vasiyetim olabilir...
Bu nee yahu :@ 
Ben hayatımda bu kadar ders çalışmış insan değilim beynim uyuştu artık bee.... 
Ezber ezber ezber bitmiyo gitmiyo daha notları bile öğrenemedik...
Vize haftasından nefret etmeye başladım.
Finalde her halde camdan aşağı atlarım.
Üniversite her yönüyle farklı da bu yönüyle çalışman şart başka çıkar yolu yok..
İyi not alman şart...
Artık çalışa çalışa beynim sulanmaya başladı. Elifin halini görünce kendimi gördüm. 
Ne zaman annemle konuşsam anne senden öğrendiğim dil ana dili ama normal ana dil farklı demeye başladım.
PC de bişi görsem "aaa bu bizim dersin açılımındaki şu nedeni bağlıyor." Biriyle konuşurken bile etkileşimli oluşan bileşenlerin sırasını saymaya başladım...
Benim halim hiç iyi gözükmüyor. 
Bayramda bunun acısını çıkarıcam şimdi deftere gömülmem gerek. XD



Evet sonunda abim eve geldi. Hayırlısıyla ve ilk dakkadan golü de attı. XD
Abim:Bu kitaplığın hali ne? Bana yer açsana...
Akain:Açılacak yer var mı? Nerdeyse kitaplar dökülecek ikinci bir kitaplık almak şart oldu artık şart -_-
Abim:Ya iki gıdım aç bir yer bu kitapları nereye sokcam.
Akain:Ne bilim nereye sokarsan sok yahu... XD İngilizce kitapları kaldır zaten bakmıyoruz.
Abim:Doğru diyorsun da onları nereye kaldırıcam.
Akain:Yatağın altına falan sok. XD
Abim:Orası dop dolu... 
Akain:Allam bu evde hiç mi boş yer yok yahu... 0.0 Ya şimdilik PC nin ön gözüne sıkıştırıver.
Abim:İyi bakalım.
 Eve geleli yarın bir hafta olacak ama hala yerleşemedik bir türlü... 

12 Kasım 2009 Perşembe

Meslek Kimyası =P

Bu dersi hangi kişi çıkardı acaba cidden merak ediyorum. Meslek Kimyası = bu kadar detaylı kimya nerede çıkacak karşımıza hiç bir fikrim yok. Niye böyle bizi zorlayıcı dersi burnumuza sokarlar hiç anlamam hee ... İnat diye mi yapıyorlar. Yoksa kalsın bunlar diye mi anlamış değilim. Zaten dersi doğru dürüst bir türlü çakamadım. Kendi çabamla bir şeyler yapmaya çalışcam mecbur. 


Üff var ya gelde morelin böyle alt üst olmasın... Arkadaş demişti sınavlar başladı mı bitmesi çok çabuk olacak... Ama benim endişem o değil hepsinden iyi not alabilmek... Vize o kadar puan almıyolar fakat sonuçta Finale kadar da konu birikiyor da birikiyor en mantıklısı yüksek tutmak. Benim de zorum bu olsa gerek. Full hafta derse gömülücem gibi gözüküyor. =l

11 Kasım 2009 Çarşamba

Konser (^-^)


Evet evet evet bugün benim için çok güzel bir gündü. Üniversite'ye geldim geleli şimdi işte Üniversite dedim. Anfi'de öğrenciler bize küçük ve bir o kadar da tatlı bir konser verdiler. Hepside şimdiden söylemek gerek başarılı çocuklar olur. Çünkü bana göre güzel söylüyor ayrıca müzik aletini çalanlar da müzik aletine cidden hakimdiler. Mükemmel çaldılar. Parlak bunların gelecekleri. Şansımıza derse hoca girmedi ve bizde bu güzel konsere gelmiş olduk. Biraz titredik ama dinlenilmeyecek gibi de değildi. =)
Hmm gel gelelim biz kısa bir süre dinlemek zorunda kaldık ve bilgisayar dersine girdik. Bir daha olmasını isterim Vize öncesi stres dağıtmak için cidden iyi oluyor. Şahsen kara bulutlar üzerimdeydi şu haftalar bu beni biraz daha rahatlattı. Tabi tüm gerginliğimi almadı ama biraz olsun rahatlattı. İşte Üniversite ortamı böyle olmalı sırf ders, yemek, sohbet git eve dersi kontrol et gene gel. "Bu ne yaw." Dedittiriyor insan özgürlükler elbette var oda güzel yanının küçük bir o kadar da büyük ölçeği olsa gerek XD XD

3 Kasım 2009 Salı

Mektuplar XD



Varya artık ne kadar mektup yazdığımı unuttum diyebilirim. XD Arkadaşlara dostlara herkese yazarken işi bayabi büyüttüm kendime bile mektup yazmaya başladım. XD Bir ajandanın içine yazıp bırakıyorum ilerde bir gün karıştırırsam kendime yazdığım bir şeyi bulurum diye... Geçen gün kitaplığı temizlerken bir yandan da kitapların içlerindeki kağıtları atmak için çıkartıyordum. Ajandaların birinde bir rüyamı yazmışım. XD Ne zaman yazdığımı bilmiyorum ama eski yazım cidden güzelmiş şimdiki daha beter oldu. Onu anladım. Günlüklerimide kurcalarken DEZ grubuyla kavga ettiğimiz bir zamanı ve 3lf'nin bize "Hadi yazalım konuşarak anlaşamıcaz." dediği kağıdı buldum. XD Çantamın ön gözüne 6 kat şekle sokup sıkıştırmışım. Çıkartıp okumaya başladım. XD 3lf'nin şimdiki yazısı daha düzgün açık açık söyleyebilirim en azından XD bide kurşun kalem olduğundan ve hızlı yazdığımızdan olsa gerek... Neyse okudum iki sayfayı da kafamda o anım canlandı.  8. sınıfın sonlarına doğru gelmişiz. Favorimiz olan igrenç kahvelerimizden birini yapıp "Didem genellikle içmiyordu.Bende zar zor." XD kahve bakıyorduk. Elif dergiye bakmış ve ben falı bitirmişim. Tartışma bundan çıkmış. Bilmiyorum 3lf benim kağıdı sakladı mı ama komik bir anıydı temizlerken okudum da... XD
Mektuplarımı günlük kabımın arkasına yerleştirdim. XD Abim sayesinde başladı herşey aslında ona çok teşekkür etmem gerek her halde. Böyle güzel ve eski bir şeyi bana tekrar aşıladığı için... Bayabi teknolojikleşmiştim galiba... Şimdi her gün eve girerken posta kutusuna bakar oldum nedense XD XD XD

21 Ekim 2009 Çarşamba

Kötü bir akşam...


Moralim çok bozuk çok çok... Hayatımda hiç bu kadar üzülmüş ve yıkılmış değilim. Galiba her zaman yanlış düşünüyorum. Keşke gerçekleri bir şekilde görebilseydim. Ya da her şeyi bilebilseydim. Öylede çok kolay mı olurdu. Bilmiyorum. Ben ne yapmalıyım bilmiyorum. Kafam karışık ve başım ağrıyor. Cidden büyümek anlamsız, artık kimin dost kimin düşman olduğunu bile anlamıyorsun. Kalbimde bir yara var ama bu yarayı kendi kendime açtım. Çok salaklık yapıyorum biliyorum. Ama yapmaya da devam ediyorum. Umarım bir işaret çıkar karşıma yönlendirilebileceğim bir şey... En azından kendimi bir şekilde düzeltmek ve bağlanmamak için... En azından şimdilik ne yapmam gerektiğini bilmem için... En azından kendimi yıkmamak için bir şekilde düzeltmem gerek ... Kafamın karışmasına niye izin veriyorum onuda bilmiyorum yaa... Söyle gitsin ne olcak, en fazla üzülürsün veya acı yaşarsın sonra unutursun, ama bende niye bu cesaret yok. Her şeyde bir cevap bulan ben, bunda niye donup kalıyorum bilmiyorum...

Boks

Boks işi çok sakat bir şeydir bunu açık açık söylim size. Hani ben boks biliyorum gel deneyelim. Falan derseniz bilin ki aranızdan biri feci şekilde yaralanacak. Evet, bizde de bu oldu. Abimle ben günün birinde otururken aklımıza nerden estiyse boks yapmaya başladık. Aslında tam boks da denemez. Birimiz yastık tutuyor kolunda diğeri bir kaç tane vuruyor diğer kişi koluna yastığı alıyor öbürküde yumruk atıyor böyle... Derken abim devamlı yastık düşüyor diye konuşmaya başladı.
Abim: Sırtında tut. Böylesi daha iyi olur.
Akain: Hiç iyi olmaz bence...
Abim: Sen bi tut.
Akain: Hayır abi kolun yapısı küçük olduğundan acı az bir alana dağılıyor fazla hissetmiyoruz. Fakat sırt bölgesi geniş bir alan çok sakat dedim.
Abim: Yok değil. 
Akain: İyi sen tut o zaman...
Abim: Tamam.
Abim sırtına aldı sıkı bir şekilde tutarken ben gerildim gerildim bir geçirdim. Abim iniltiyle yere düştü.
Abim: Anam anam hayvan gibi mi vur dedik. 
Akain: Zuhahaha.(Gülmekten yere yattım karnımı tutuyorum.) Ben yavaş vurdum cidden XD
Abim: Bumu yavaş vurman.
Akain: Ben sana demiştim ama sen kaşındın. XD Acı yomuymuş? XD
Abim: Dalgamı geçiyon benle sırtım içine çöktü. >.<
Akain: Eee dediğim doğru demek ki testle onaylandı. XD
Yerden kalkıp odaya girdi. Ondan sonrada bir daha asla boks yapmadık. XD Ama güzel gündü her ne olursa olsun. Hayatımda o kadar çok gülmedim diyebilirim en azından... XD Abim için pek öyle olmadı ama olsun o kadar da problem değildir XD Olur böyle küçük kazalar XD

9 Ekim 2009 Cuma

Geç kalma derdi. XD


Hani böyle bir şeye son dakkada yetişirsin ya veya son anda milim saniyelerle gelirsin. Hem panik hem endişe içinde acaba diye sorarsın ya benim hayatımın çoğunluğunda bunu soruyorum. Şimdi eminimki niye soruyosun yahu diyosundur. Aslında sadece okula, iş yerine, üniye hep son dakkada yetişmemden kaynaklanıyor bu... XD ~~ İşte artık erken geldi mi "Hayırdır bir şeyini mi unuttun iş yerinde" diye sormaya başlamışlardı. Okulda desen hocayla sohbet ede ede sınıfa giriyodum XD.
Bugünde o günlerden birini yaşadım. Saat erken diyorum ben pc de takılıyorum. Saat erken diyorum pc de takılıyorum. Bir ara saati kompile unutmuşum pc ile aramızdaki özel bağdan kopamadım bir saate baktım. Anam oda ne kaynar sular başıma döküldü. Saat evden 2'de çıkcam. Ama saat 2'yi 5 geçiyo ben daha üstümü bile giymemişim. Dedim "aha harbi sıçtık." Kadının dersine yetişemicem üstüne üstlük yoklamaya da giremicem bu cidden berbat bir durum... Koştura koştura üstümü giyinip çantamı hazırlayıp vınladım dışarı... Bunuda 15 dakikada yaptım. Yeni rekorum. XD Direk metrobüs ordan otobüs derken hocayı gördük. Hocam diye bağırıyoruz. Hoca girdi arkasından biz daldık. XD Hoca kağıdı uzattı. "Yoklama alın. Ders işlemicez. Yoklama bittiyse gidebilirsiniz." dedi. Biz Hönk bu kadar mıydı. Bi arkadaşımızda 5 dakika sonra geldi. Oda yoklamaya yetişemedi. Diyordu "Boşu boşunamı geldim ben." Kız haklı açıkcası bide bizim bir saatlik yol onu ben nasıl yarım saatte vardım bende bilmiyorum. Geçtik kampüsün çıkışındaki kafeye konuşuyoruz. İşte kız milletinin genel konuları. Ama ilk defa tanıştığım kişilerle bir masaya oturmak cidden güzeldi. XD Sonuçta bayabi de komikti. Başladık anılardan utanç verici anlardan hatta korktuğumuz anlara kadar saat 5'te eve gelmiştim. Ders varmış gibi sanki XD
He iyi haber artık cuma günleri daha bi rahat olcam XD... (Arigatho Kamisama)

Pazar Demeyin Bana ><


Pazara gittim ama bir daha gitmek istemeyeceğim yerlerden biri diyebilirim. O neydi öyle yahu… Millet ciddi anlamda birbirini eziyor. Ölecek biri insan tırsıyor yahu. Zaten çocuğunu çantasını kaybeden en çok buralarda oluyor. Girdik pazara hayatımda ilk kez bu kadar uzun Pazar gördüğümü de söyleyeyim. Saat evden 11’de çıktık. Zaten 15 dakikada oradaydık. Ama pazardan tam saat akşam 6.30 da çıktık. Zaten annem alışverişe bayılan bir bayan olduğundan bu ona işkence değil eğlence gibi geliyor. Onu siz bide bana sorun… Millete çarpa çarpa git birkaç kişi ittirsin. Sonra ayakta bişiler tıkın. (Aslında ben tıkınma konusunda hiç zorluk çekmem ters olsam bile yemek yeme özelliğim var XD ) Gel gelelim aradan birkaç saat geçtikten sonra babam bezmiş bir halde ben pes ediyorum. Parkta dinlenmem gerek bacaklarım ağrıdı dedi. Baba bende geliyorum dememe kalmadan babam lafı tıkadı. Sen annenle kal bakın biraz daha sizi boşuna getirmedim buraya (--) İçses: Pff yetti yaa her zaman böyle oluyor. Bir günde benle gel desen olmaz mı sanki… Neyse bizim valide ile biraz daha dolaştık haliyle XD Annemi zorlada olsa yalvara yalvara pazardan çıkarmayı başardım. Bir an hiç çıkmayacak sanmıştım. Düşünsene çadır kuruyormuş XD Ömür boyu orda… Annemden beklerim açıkçası… Gel gelelim otobüse bindikten sonra öyle bir huzur çöktü ki daha kış çıkana kadar tek tük giderim. Ben yeterince işkence çektim. XD Yeni bir şeye başlamak cidden çok zormuş.

6 Ekim 2009 Salı

Ah Şu Metrobüsler (-_-)

Şimdi bu başlıkta ne diyebilirsiniz. Geçen gün metrobüse bindim. Ama metrobüs metrobüslükten çıkmış. Nerdeyse Japonlara taş çıkartacak kadar kalabalıktı. Aşırı derecede, kolumu kımıldatamıyorum. Akraba çıkmamamız bile bir mücize orda... Annemle ben binebildik ama babam giremedi. "Sonraki metrobüse binmeye çalışırım." dedi. Biz ilerli yoz ama sanki bir kutucuğun içine zorla sıkıştırılarak girmiş gibiyim. Önümde bir kadın vardı. Omzunda küçük uçan karıncalardan elimle kenara vurdum. Bir kız var önümde hemen ciyakladı.


Kız: Ay bana geliyor ama...
Akain. Merak etme sana zarar vermez. -_-
Kız: Ama bana doğru vurdunuz.
Akain: Alt tarafı karınca '--
Kız: Biraz daha dikkatli olun.
İçses: Hay allam gene asalak birine çattık iyi mi(--')?
Akain: Sende ottan nem kapıyorsun var ya...--'
Beş dakika sonra kıza baktım. Bana tip tip bakıyor. Boyu da uzun bana baktı baktı. Bende baktım sonunda kafamı çevirdim.
İçses: Şeytan diyor çak ağzına bir yetmiş uzansın yere... Eee tabi her zaman iç sesi dinleyemem zaten metrobüs tıklım tıklım. Kımıldayamıyorum. Nasıl çakcam orasıda ayrı bir dava... Bir kaç durak ilerde bayabi boşaldı.Bende annem de kaptık bir yer hemen... Sıra kızı öldürme planları yapmada... Nasıl bir duygu transına geçmişsem o sırada XD
Plan 1: Şimdi ani frenle metrobüs dursa, kapı açılsa kız tam çıkacakken bir kaç bir kaç kişide içeri girse, kapıda o sırada kapansa ve kızın kolu bacağı kafası kapıda sıkışsa o hızla metrobüs devam etse kız parçalara ayrılsa...
Plan 2: Kız oturduğu koltukta ani fren oluyor ve dışarıdan fırlayan cisim camı kırıp kızın kafasını kopartıyor. Kız yerde kafası beden koltukta...
Plan 3: Bunu yapmaya zaman yetmedi... XD
Biliyorum normal şeyler kurmuyorum. XD
Naparsınız çok sinirlenmiştim. Sonracıma ineceğimiz durağa geldik. Kapıdan inerken pis pis sırıtıyodum. Kızın gülmeme baktığınıda görmüştüm. Orda bişi beni Çok sevindirmişti. Karınca kızın kafasındaydı. (*-*)

30 Eylül 2009 Çarşamba

Hastane Kokusu -_-

Şu hastane kokuları ne kadar iğrenç yaw. Yoksa bana mı öyle geliyor anlamıyorum. İğrenç mabında şöyle... İlaç narkoz daha bin türlü hastanın öksürüğü pıksırığı her şeyiyle aynı havayı soluyorsun... Onu bıraktım hadi... Bide içerisinin ne kadar havalandırırsan havalandır. Ağırlaşan bir atmosferi var. Ben ne zaman hastaneye gitsem. İsterse 3 double kahve içim gene uyurum. XD
Bu hafta gene hastaneye gittik. Aslında turp gibiyim de gene annemin rutin kontrolleri diyim ben kısaca. Annemin düşündüğü adar kendimi düşünseydim her halde vücudumda bir çizik bile olmazdı. XD Ben pek umursamam böyle hastane işlerini kontrolmüş. İlaç değişimiymiş. Bana ters. Zaten ben doğdum bu yaşıma kadar hastaneye gitme sayım ya 30 ya da 40'dır. Bunların %85'i de bademciklerim içindir. Benim bademciklerim ottan boktan nem kapan cinstendir de... XD
Neyse hastaneye gittik. İlk yarım saat gayet normaldi. Ben atıştırmalık poğçe falan aldım. Onu yedim. Annemle konuştuk falan derken diğer koltua geçtik ceyran yapıyo diye.. Allam orda öyle bir uyku bastırdı ki yok böyle bişi. Uyku ilacı versen gene de böyle olmaz yahu... Uyudum uyucam gözler kapandı. Kafa sallanıyor. Hani böyle arabalara koyarlar ya kafa sallanır. Sağa sola. Aynı onlar gibi bir sağa bir sola devriliyorum. XD Annem desen benden beter. Adamın biri o sırada bir bulmaca gazetesi bıraktı. Aaa bulmaca diye kaptım direk. Annemden kalemi aldım. Allah bilir bulmacaya ne saçma şeyler yazmışızdır kim bilir.
Örnek:
Akain: Akılsız Cahil 5 harfli... Hmm!!! 
Annem:Salak XD
Akain: Anne salak olur mu yahu.
Annem: Bak 5 harfli...
Akain: İyi tamam yazıyorum. XD
Yeter ki uyumayalım diye yapmadığımız çağre kalmadı yok yok yahu. Gene uyudum uyucam. Gözler ağır çekimde kapanıyor resmen XD En sonunda doktor beni çağırdı da rahatladım.
Doktor: Zeynep hanım hoşgeldiniz
Akain: Hoşbulduk
Doktor: Nasılsınız?
Akain: İyiyim (Uzun bir sessizlik.)
Annem: Siz nasılsınız?
Doktor: Ben de iyiyim.
Sonra baktı baktı. İlaç yazdı. Bizi eve yolladı. Eve geldim. Uyku muyku hiç bişi yok evde gelsede hastanede gelmese olmazmı sanki bu uyku... XD

Gerçekten de şu takma isimlerden nefret ediyorum. Lise'de verirler insana ömür boyu öyle anılırsın. Senin gerçek ismini asla bilmezler hatta unuturlar bile... Sadece takma isimlerini söylerler. Ben bu zamana kadar güzel takma ismi takan veya bu takma ismini beğenen bir kişi bile görmedim. Doğal olarak bende de öyle bende beğenmiyorum. Ama Allah'tan söylenmeyecek kadar kötü bir lakabım yoktu diyebilirim. Lise'de verdiler ve Üniversite'ye kadar böyle devam etti.
Nerde Salak insan var. Böyle saçma işlerle uğraşırlar. Adamıda fıtık ederler.
Bu konu nerden açıldı diceksen. Benim için Üniversite artık ne derece iyi bilmiyorum. Herkez bir şikayette bulunuyor ama benim ki çok farklı eski okuldan arkadaşlarınla aynı sınıfta olsan ve hala sana o lakabınla seslenseler. Siz ne yapardınız.?
Bu konuda pek fazla yorum yapamıcam umarım en kısa sürede kendini toparlarlar. Yoksa bir şekilde benim bunu düzeltmem gerekicek. En azından benim rahatlığım açısından...
Hee bu arada takma ismimi gelirsek Tabi ki Akain değildi.
Tiriniti (Ne alakaysa...'(-_-)

29 Eylül 2009 Salı

Evet Evet Evet.... Gene alışverişe çıktım. Yaw nedense ben alışverişe çıktın mı agresif oluyorum. Yoksa bende mi bir sorun var hala çözebilmiş değilim. Çıktık bugün kendime çanta bakmak için. (Bacaklarım zaten şu an tutmuyor yani şu baldır kısmı öyle feci ağrıyor ki annem sağ olsun. Kadın da mübarek tık yok hala turp gibi. Doping mi alıyor napıyo hala onu da çözebilmiş değilim.) Geziyoruz geziyoruz bulamıyoruz. Bazıları zaten sülük gibi yapışıyor.
O:Şu ürün var yardımcı olabilir miyim?
Akain:Tamam, ben bakıyorum şu an
O:Hangi üründen istiyorsunuz
Akain:Şu an bakıyorum kafamda belli bişi yok
O:Yardımcı olim size
(içses: alla alla çattık yahu ulan kafamda yok bir şey diyom rahat bırak ta bakim (-_-)!!!

Arkadan giren müşteriyle başımdan savmış olurum ve rahatlarım. Zaten alacağım varsa alırım kafamda bişi varsa sorarım niye bu kadar ısrar ediyorlar. Daha çok mu alacağımızı zannediyorlar anlamış değilim. ('-_-) Zaten gez gez bir hal oldum. ÇANTA ÇANTA şok fiyat diyorlar. Harbiden şok yani, alıcı için gerçekten de şok fiyat XD 2 3 çanta almaya kalksak nolur bilmiyorum. ( O yüzden bu kadar dolaştım ya...)
O:Bakın bu ürünümüz çok güzel hem uzuyor hem de kısa olarakta kullanılabilir. Çok kullanışlı bir çantadır. Ben sevinç içinde koluma takıyorum.
Akain:Anne tam aradığım tip...
Annem:Ne kadar...
O:Sadece 89 YTLcik. XD
Akain:Hmm ben dışarı da daha güzelini görmüştüm sanki öbür tarafa gidelim. Orda daha iyileri vardır. XD
Adam 1YTL atmış 89 diyor 90 de de tam olsun. Ne önüne 8 rakamını koyuyorsun. Ahhh bu satıcılar yok mu?.. Bizim beğendiklerimizde hep böyle oluyor. Zaten bir mağazaya girdim ki sorma gitsin. Orda bir tişört aldım ama ödeyene kadar bir peynir ekmek sırası beklemişimdir. Sezon sonu diyee... Millet akın etmiş. Turistler bile vardı yaa... Şaştım valla ben bide burada yaşıyorum. Benim haberi bırak ruhum bile duymuyor. (-_-) Daha kendime bide ayakkabı, üst baş, bot falan bakmayı düşünüyorum. Babamı bu ay yakcam galiba biraz (Sorry Peder XD)

27 Eylül 2009 Pazar

Sadece Sessizlik

Bazen düşünüyorumda... Yakın birini yollamak ve yakınlarından uzak olmak, sana sessiz bir ortam gibi geliyor. Oysa o kadar sık buluştuğun insanlar değildir. Sadece artık senden uzak olduğunu bildiğinden sana o kadar uzak gelir ki sanki bir daha buluşmucakmışınız gibi... Veya görüşmicekmişiniz gibi...
Ama aslında öyle bir şey yoktur. Sadece artık büyümeye başlamışsındır. Artık küçük grup değildir. O küçük grubun içine başkalarıda girmiştir. O gruptakiler kendi hayatlarını kurmaya başlar. O yüzden dedim ya büyümek pek iyi değil. Tabi iyi yönleride var. Ama şuan ben bunları görmüş değilim.Bu hafta içinde tam 3 kişi yolcu ettim. Tabi bunlar benim için önemli olan kişilerdi.
3lf cik desen artık Afyon'da kendimizle ilgili pek bi anımızı yazamıcaz galiba... Tabi bizim yaptığımız sakarlıkları göz önünde bulundurursak. Yoksa sadece 3lf'nin mi demeliydim. XD Senin her halde bu sakarlığını özlicem. (Şaka len kendine ayar çekersin orda XD Halıya muhallebi dökmek yok bundan sonra XD )
Didoş desen onun bavulunu hazırlamıştık. Yaw nedense bu bavullar benim boyumu aşıyodu. Acaba bende dışarı gitsem böyle bavulmu götürcektim o.O Uçak tekmelere dikkat. Zaten sen orda ben burda antremanlara devam ederiz. XD
Gamze kod adı Gamzoş desen oda teeee Giresun'da daha bu sabah donduğunu söyledi. T.T Umarım orda üşütmeden tez vakitte sağ salim geri gelirsin. He bu arada sanada ayak basmalara dikkat.( Okulda az ayağımıza basmıyormuydun he bide tekmeleme artık tüm hıncını çıkartıyodun, orda kime yapacan bakalım. XD )
Umarın en kısa sürede tekrar bir araya geliriz hepinizi çok seviyorum <3

24 Eylül 2009 Perşembe

Anata ga Suki desu *-*


# Bunu bilmeden önce bile, seni düşünüyordum.
# Ne kadar utanç verici
# Ve ne kadar nâhoş
# Hislerimi belli etmekten korkuyorum
# Aklımdan geçenleri yapmaya,
kalbimin gücü yetmez
# Seni gördüğümde
# Konuşmaya çalıştığım her seferinde
# Bu yüzden beni anlayamıyorsun
# Tüm huzurum gitti, acılar içindeyim
# Sana yalan söylemeyi bıraktım ama
# Biraz daha, biraz daha...
# Yüreğine biraz daha yaklaşabilsem
# Biraz daha, biraz daha...
# Bu anı asla kaybetmesem
# Tanrım, bana cesaret ver.
 ~~~~~~
Bir anime izliyordum. Ve son bölümde çalan şarkı çok hoşuma gitti. Bende anlamına bakim dedim bir... O an 8. sınıfta ki, hee birde 10. sınıfta ki halim aklıma geldi. Ne mi var diceksiniz. Bu zamana kadar ben aşkla ilgili hiç konuşmamışımdır. Çünkü hiç aşık olmadığımı düşünüyorum. Ama bende sevdim. Tabi benim sevmem genelde çok tuhaf olmuştur. Aşırıya kaçmak gibi, hani böyle bugün de karşılaşsak dediğiniz ve karşılaştığınızda da kalbinizin deliler gibi çarpması... Şimdi öyle duygu hala varmı derseniz bilmiyorum açıkcası şu sıralar pek bir duyguya kapalıyım. =)
Gel gelelim benim 13 yaşımda olduğum zamanlara (eski zamana geri dönüş zor olur derler hepsi yalan, bence çok kolay XD) o zamanlar bizim kızlar hep diyorlar. Biz birinden hoşlanıyoruz. Şu çocuk şu çocuk diye... Bende ne anlıyorlar bunlar diye düşünüyordum. -_- Taki benim hayallerimi süsleyen prensi görene kadar.*-*  O an o kişi sana o kadar cezbedeci geliyor ki önüne Bred Bit bile çıksa yakışıklı demessin XD onla ilgili hayaller kurmaya başlıyorsun. Zaten bu zamana kadar onu hep uzaktam izliyorum. Gel gelelim yanına yaklaşmaya gelince en fazla 4 metre yaklaşabilmiştim. (Oda en yakın mesafem.) Yakın bir dostumun sınıfındaydı. Onun sınıfına bile giremiyordum bu yüzden... '--
Didem: Aka niye gelmiyorsun.?
Akain: Yok ben böyle iyiyim.
Didem:Kızım gelsene içeri sırada oturarak konuşuruz.
Akain:Yok böyle iyi, otur otur zaten sabahtan akşama kadar oturuyoruz.
Didem:Tmm ama içeri gel.
Akain:Bende nefes darlığı var.
(Yaw yalan atılırda bu kadar saçma atılmaz en azından XD Kendi sınıfında darlık olmuyor, didem de oluyor eee doğal çocuk orda, yani nefes darlığı çekmem gayet normal XD )
Didem o sırada tuhaf tuhaf bakmıştı. 
Didem: Sen bizim sınıftan birini mi seviyorsun?
Akain:(Evet evet )diyebilmek elbet isterdim. Ama genel olan cevabı verdim. Hayır tabi ki de diyerek olayı geçiştirdim. 
Didem: O zaman gir içeri gir. diye çekiştirmeye başladı kolumdan. Zaten ne geldiyse Didem yüzünden gelmiştir başıma... 
Akain: Üff… Diyerek girdim ama çocukta tam da Didem'in yan tarafında oturuyormuş. Didem'de biliyormuş gibi gitti o tarafa oturtturdu. Ben kafamı kaldıramıyorum.
Didem: Ne oldu Aka konuşsana...
Akain: Hmm hmm hmm XD tercüme edim.Yok ben böyle iyiyim. XD
Didem o gün anladı. Doğal olarak... Bu sefer devamlı kendi sınıfına getirmeye çalışıyordu. Bir gün okulların kapanmasına yakın. Bu deli dolu arkadaşım. Benim en utanç verici anımı yaşatan kişi oldu. Gel gelelim olay neydi. Bunların sınıfına girdik gene yemek yerken bunun bilekliği çözülmüş bana bağla diyor. Çocukta aynı sınıfta -ulan salak sen bilmiyor musun benim elim ayağım birbirine dolaşıyor o geldiğinde... Ne diye bilekliği bağla diyon 5 saniye boş kaldı mı bileğin, bir tarafına kramp mı giriyor. Ağzıma soktu. Bağla diye...- ben bağlamaya uğraşıyorum. Ama iki buçuk santimlik bilekliği bir türlü bağlayamadım. Tek elle bağladığım şeyi şimdi çift elle yapamıyorum olaya bak... >.< Bağlamaya çalıştıkça çözülüyor. 
Didem: Aka napıyon sen, iki saattir niye bağlayamıyorsun. Tuttu bilekliği boğazıma dayadı bende o sırada ondan kaçmak için geri doğru zıpladım. Zıplamamla kafama bir ağrı ve acı saplandı. Aynan da da GÜM diye bir ses çıktı. Ben Ah dedim. Kafamı tuttum. Didem yerde, zaten hoşlandığım çocuğu görseniz. Eliyle beni işaret edip zuhahahaha diye bir güldü. O anda prensimin gülme komasına girip ölmesini dilemiştim. -_- 
Çocuk zaten bu kadar komediye dayanamayıp dışarı attı kendini, Didem ise "bişi olmaz bişi olmaz." diyordu. Ben G.G ağladım ağlı cam yani dokunsalar ağlıcam modunda dolanıyom ortalıkta. 
Akain: Ulan Didem yaktın beni. G.G
Didem: Özür valla canın acıdı mı? ^^
Akain: Ben acıyı unuttum. Asıl mesele -_- öff yaa berbat bişi bu, rezil oldum.
Didem: Yok yaa çok komiktin bence...XD 
Akain: Diiiiiddeeeeeeeeeemmmmmmmmmmm :@
Bu anıyı ne zaman unutmaya çalışsam hatırlıyorum. Bir kerede 16 yaşımda oldu. Ben böyle hafif kumral olan bir çocuğa tutulmuştum. Çocuğun en dikkatimi çeken özelliği gözleri oldu. Ela yeşil karşımı acayip bir göz rengi vardı. Çocuğu rastgele görüyordum hep... Merdivenden çıkarken kantinde bahçede minibüs veya otobüs beklerken ama her gün kesintisiz görüyordum. 500 kişilik okulda nasıl denk geliyorsa hatta daha fazlada olabilir. Gel gelelim olaya şimdi gene bir gün ben sınıfta koyu sohbete dalmışım. Hiç bir şeyin farkında değilim. Biri başımda durdu. "Matematik kitabın var mı?" dedi. Bende "Evet bir dakika..." dedim ama çocuğun suratını dahi görmedim daha sonra tam vermek için kafamı bir çevirdim. Ayyyy o ne tatlı bir gülüş öyle içimin yağları eridi.*-* Ben çocuğu görünce öyle kaldım tabi... Çocuk gülerek "Teşekkür ederim." dedi. Yerim ben seni. Ne de güzel teşekkür ediyor. *-* Bir ders boyunca alakasız hayaller kurmuşumdur. Ben bide romantik hayal kurmam. "Zombilere karşı mücadele ediyoruz. Eline taramalı alıyor. Tam köşeye sıkıştık kaçamıyoruz. Bende cephane bitiyor. Yerde silah görüyorum ona atıyorum. Hepsini öldürüyor." Veya "Dağa tırmanıyoruz tam ben düşecekken yakalıyor." gibi... -_- neden böyle hayaller kuruyorum bende bilmiyorum tabi XD Neyse gel gelelim. İkinci ders teneffüsüne kitapları vermek için arkadaşıyla birlikte gelmiş bizde bekliyoruz tabi. Onun arkadaşı diyor. "Bu mu bu mu?" diye ben "Yok, yok o değil." diyorum. Oda atladı "Onun kitabının kenarları bantlıydı yırtılmasın diye" *-* Onada dikkat etmiş canım benim yaaaa... XD(Akla bak ben böyle saçma bir şeye bile seviniyor muydum?) '-_- Zaten böyle gözlerimin parıldaması bir gün sona erdi. Böyle yakışıklı çocuk boş durur mu hiç. Kızlar arasında kapış kapış gidiliyor. Peynir ekmek gibi mübarek... Bir gün minibüs bekliyordum. Yanımda da sevdiğim bir kız var. Var ya keşke o kızın saçını başını yolsaymışım. Soğuk davranıyordu zaten uyuz. -_- Çocuk yanımıza geldi. Geçerken de kıza takıldı konuştular falan, ama bu konuşma benim için kurşuna dizilmek gibi olmuştu.
O:"Canım" (dışın) 
Kız:"Aa öylemi" (dışın dışın)
O:"Biliyormusun şundan dolayıymış." (dışın dışın dışın dışın)
Kız:"yarın görüşürüz o zaman" (ögggg dışın heellpp)
Kız "Hadi binelim." dedi. Ama ben ne binmek ne de gitmek istiyordum onla. Zaten ben boşuna şüphelenmem kızla iki gün sonrada çıkmaya başladılar. Ühüüü gitti. Köpek hayvan herif nolcak. Kör gözlü salak... Öfff yaw yok yok âşık olmak bana göre değil. XD

23 Eylül 2009 Çarşamba

Şimdiii bayadır yazmamıştım. Ama bu üniversite hayatı cidden ilginçmiş bunu öğrendim. Üniversitede bana göre 3 kural var.
1_ Sana hiç kimse karışmıyor.
2_ İstersen hiç bişi götürme sadece bi üni kartını götürcen bu kadar...
3_ İstediğin saatte girebilir çıkabilirsin.Herkez kendi aleminde.
Tek bi kötü yanı var.
İlk senense etraf senin için çok korkunç oluyor.

Çünkü hiç kimseyi tanımıyorsun. Birde şimdi "ne giyinim" olayı oluyor. Ben pek karar vermedim en rahat olduğum kıyafetleri giyerim her halde.. Çünkü sportif, rockçı, klasik vs. giyim tarzı çookkk var. Zaten ben biri kızar diye hiç bişi yapmadan gitmiştim. Bir girdim. Adamın biri beline kadar saç uzatmış hatta saçları renkli kızlarda vardı. Ben görünce şöyle bir kaldım. O.o Yaw adamlar süper saç baş yapmış. Ben biri kızar diye hiç bişi yapmamıştım. 
İç ses: 1Sağdan bir kroşe ve soldan bir yumruk yedi evet sayın seyirciler nakaltttt."
İlerlemeye devam ettim kendi binama gidiyorum.Sağa bakıyom bir çift sola bakıyorum bir çift. Hani aşıklar yerine gelirsin ya onun gibi. Çiftsiz eleman yok etrafta. Resmen gözüme soka soka geziyorlar. Bir an bunalıma girdim.
İç ses:" Bari gözüme soka soka gezmeyin. >.< " Bunları görünce içses başka şeylerde fısıldadı tabi. O paso bana fısıldıyor zaten... XD Ders programını aldım. Bir kızla tanıştım orda,bir kaç bişi sordum kız yanımdan gitti sonra, gene karşılaştık ama konuşmadık bu sefer... Yani şöyle bir şey daha var her halde pek fazla arkadaş olmayı sevmiyorlar, ben zaten grupsuz eleman görmedim.Bu iyimi kötü mü dersen yeni başlayan biri için bu bir eksi puan oldu tabi ki...

21 Eylül 2009 Pazartesi

Şekerci XD

Bu oruç tutma olayından çıkınca bende bir şok oluştu. Nedenini bende çözebilmiş değilim. Düzgün cümle kuramıyorum. XD Bayram da ne kadar alakasız cümle kurduğumu saysam her halde 100'ü geçer.
Kapı çalınır çocuklar şeker için geldi her halde diyeceğime "Hee şekerci geldi." dedim. Kuzenler "Şekerci mi? XD" ben "Yani çocuklar dicektim." Merdivenden aşağıya ineriz yanımızdan çocuklar geçer sen şekercimisin diye soruyorlar bana inat olsun diye... Az daha öldürecektim birini... XD (öff bu kuzenler yokmu )

Zaten bir olayda oldu yanlışlıkla akrabaya saydım bir güzel... Telefon sapıklığını akraba yaparsa olacağı bu... XD Nefret ederim telefon sapıklığı kurbanı olmaktan... Yapmak bir nevi eğlenceli de XD ama kurban olmak hiç iyi değil. Bunu anladım. Gerçek kesit gibi anlatacağım XD
Ben bilgisayara dalmış oyun oynarken telefon çaldı. bııırrr bııırrr hızla telefonu elime alıp açtım. O da ne biri, numara gözüküyor fakat ses tanıdık değil. "Sen kimsin?" karşımdaki kişi "Asıl sen kimsin?" biraz şaşırmış olarak "Sen aradın bana ne soruyosun?" o tepkisiz bir şekilde "Ben öylesine biriyim. " bende oluruna vurup "Hee yaw kardeşim yanlış numara..." bir şeyler söyledi anlamadım "Ne?" dedim o anda "Zıt erenköy" dediği an kan beynime sıçradı. İçses:Ne diyor lan bu salak -_- "Ne diyosun lan arama bir daha." aradan bir dakika bile geçmeden telefon gene öttü. "Sana arama demedim mi şerefsiz, defol git arama geri zekalı..." ondan sonra bir 10 dakika aramadı. Ama son aradığında kapı çalıyordu. O "Bak kapıyı çalıyorum aç kapıyı." ben oturduğum yerden "İyi çal açmıyorum bende banane..." pc de oyun oynamaya devam O "Hadi aç ben efe ilyas." İçses:Onlar kim be... "ben tanımıyorum seni açmıyorum. Çal çal dur." O sırada arkadan bir ses özlem ablanın sesi... "aka biziz aç.."~~ '-_-
Meğer enişte olacak dingil bana oyun oynamak istemiş. Napıyorum diye... Ulan varya misafirimiz olmasa boğazına sarılcaktım o anda. Eminim sizin böyle psikopat akrabalarınız yoktur. -_-

12 Eylül 2009 Cumartesi

Konoha Alın Bandı *-*

Bu üzgün ve moral bozucu halimden kurtulabilmek için Hinata Cosplay'i yapmaya karar verdim. XD Ve bu vesileyle gecenin bir yarısı oturup ilk olarak alın bandını yapmaya karar verdim...

 
Şekil A 'da görüldüğü gibi. Bir banda sahip olabilmeniz için tek gereken...
Bir parça siyah kumaş
Bir siyah iplik ve iğne
Bir adet karton
Bir adet makas
Bir adet kalem
Ve son olarak alüminyum folyo...
Haa az daha unutuyodum ve bir adet siyah oje XD Oje ne işe yarıcak demeyin harbiden de çok işe yarıyor. XD Şinci kumaşı bağlıyarak boyun ölçünüzü alın ve ona göre kesin iplikle güzel bir şekilde geriye kalan kenarları kapatıyoruz. Karton kesiyoruz. Alüminyum folyo ile üzerini sarıyoruz. Sonra kenarlara oval şekli verebilmek için kesiyoruz. Kalemi alıp alüminyum folyo üzerine konohanın yaprak işaretini çiziyoruz. Bastırarak çizelim ama lütfen yırtmayalım XD Sonra oje ile o basılı olarak çizdiğimiz yerleri dolduruyoruz. Ta da da daaaaa işte konoha bandımız... XD
Cosplayli parti isterizzzz...

T.T

Morelim acayip bozuk şu an varya.
Akrabalara gitmekten nefret ediyorum. Her zaman bir aksilik çıkıyor ve kendimi bir şekilde rezil ediyorum. Yaw anlamıyorum. Niye hep böyle oluyor. Şıllık kadın yüzünden ben suçlu bulundum. Hep onun yüzünden hep yaw keşke birşey olsada bir şekilde uzakta bulunsam...
Bir daha hiç görüşmesek,
hiç görmesem,
hiç bir şekilde bize gelmeseler ve
benim akrabam olmasa o kadın......
Hiç bir şekilde bir daha hayatım boyunca onları görmek istemiyorum hem de hiç istemiyorum...

9 Eylül 2009 Çarşamba

Yorucu...

Evet gelelim neden yorucu olduğuna akşama iftar düzenleyen bizdik. Tabi tüm sülaleyi çağırdık diyebiliriz. Eee tüm sülaleyi çağırmak ne demek temizlik ve yemek görevini biz üstlendik demek annem ve ben... -_-
Doğal olarak sabahın köründe kalktık saat 9 (tabi benim için sabahın körü, tatilde kim 9 da kalkar ki...) gözümü zar zor açıyorum. Gecede uyumamıştım. İki su çarptım kendime geldim. Annem görevleri taramalı gibi saymaya başladı.

"Tozları al, evi süpür, taşları sil, tahtaları sil, tuvaleti ve banyoyu çifle, örtülerini ser, kilimleri sirk, havluları degiştir ondan sonra rahatlıkla bilgisayara oturabilirsin." dedi. Ben tabi bi "oha" dedim.
"Anne ben sence neyim senin gözünde, süpermen bile olsa onca işi yapmaz akşam bide servisleri sen yapcan diyorsun..."
"Evet sen yapcan."
"İyimisin anne.."
"Evet iyiyim sen gençsin." Zaten ne zaman başları sıkışsa sen gençsin lafını biz gençlere yutturmaya çalışırlar. En gıcık olduğum şey... Tamam gencizde yani insanız sonuçta, biz de yoruluyoruz bizde acıkıyoruz. Oruçlu oruçlu onca işi nasıl yapim. Şöyle bi gözlerimi devirdim kolumu sıvadım bir işin ucundan tutmaya başladım. İlk olarak evi bir süpürdüm. Anam ne biçim susadım varya... Tövbe tövbe iki yüzüme su çarptım rahatladım. Sonra tahtaları sildim. Ordan taşları silerken annem dakkada bir önümden geçiyor. Bende bir işi yaparken birinin başımda olmasını sevmem yemektede öyledir. İnsan rahat olamıyor yahu. Temizlediğim yere basıyor. Sanki bana işgence çektirmek istermişcesine...
AAANNNNNEEEEEEEEEEEEEE!!!!!!!!!!
Yüzüme masum masum baktı. Hatasını anlarmışcasına "Tamam tamam mutfağa giriyorum" dedi. Girmeseydi zaten ikinci bir arççı şok gelebilirdi... Gel gelelim orayıda sildikten sonra acayip bunaldım. Doğal olarak pc'yi açıp müzik açtım. Geri kalan işide müzikle yaparım dedim. Annem kilimleri benim yerime silkmiş sadece sermesi kalmıştı. Banyo ve tuvaletide o çifledi. Bana fazla bir görev kalmadı. En son duş aldım. Üstümü giyinip saçımı yapıp beklemeye başladım.
Pc'de oyalanırken  ding dong diye bir ses geldi. Aha ilk misafir... Kapıyı açtım beklemeye başlarken bizimkiler telaş içinde üst giyiniyorlardı. İkiside mutfaktan çıkmadı akşama kadar...  İlk gelenler (4. sırada ki teyzem)  teyzemin çocukları ve torunları. XD O kadar şeker bebeciklerki biri 6 biri 9 aylık daha mini mini minnacık bişiler... Nedense bu bebekler çok seviliyor. İkisinide yiye yiye bitiremedim. XD Ardından iki zil sesi daha (2. sırada ki dayım) dayımın oğulları ayriyetten (3. sırada ki) teyzemin oğlu... Ardından bir zil daha en büyük dayımın karısı geldi. XD şimdi bunlar kaç kardeş diceksiniz dimi. Bu mevzuyu sonra anlatırım. Yoksa bu yazı acayip uzun olur. He herkes tamamlandı. Toplam 16 veya 14 kişiyiz işte. XD Ezan okunur okunmaz. Yemekler koyuldu. Annemle ben orucu açmadık. Misafirlere yemek taşıyoruz. Herkezin yemeği bittikten sonra biz yemek yemeğe başladık. Ama ilk defa açlığı bu kadar iyi anladım diyebilirim. Oturduk sohbet ettik. Konuştuk dertleştik. Akrabalarla oturup konuşmayı özlemişim be.... Bu arada gene piştide ben yendim XD. Üzgünüm chibio ve ceno XD

4 Eylül 2009 Cuma

Kayıt İşlemi

Kayıt işlemi herkezin sorunu galiba ... Bu sefer de benim sorunum oldu. Sabah bi kalktım. Saat 10'u geçiyor  anneme bağarmaya başladım direk "Beni niye kaldırmadın!" diye... Gelde deli olma zaten babamla gidecektim adam evde bile değil. Diyorum içimden "durdurlar durdular bugünü mü buldular.." Hemen üstümü giyindim bir bardak su içip eşyaları kompile alıp dışarı fırladım.

Dışarı fırladım da dakkada bir tamamını aldım mı diye kontrol edip duruyorum. İçime kurt düştü bir nevi... Otobüs durağının oraya geldim. Babam söyleniyo "seni kaç saattir bekliyodum" diye. O aradığında yeni uyanmıştım annem kaldırsaydı erken gelebilirdim her halde... Fazla uzatmadan otobüse bindik. En arkaya geçmeden önce bir yere oturduk. Güneş geliyo diye babam kaldırdı en arkaya geçtik. Geçmemizle bizim oturduğumuz yere bir adam oturdu. Sana sadece görmen gerek diyorum. Adam altına işemişti galiba. Bide yürümesi felan normal değildi. Sanki dilenci gibiydi. Zaten önümüzdeki kadın yanına oturduktan sonra yanından kalktı bunun "yanına oturulmaz" dedi. Oturulmazsa bunu önceden fark edipte oturma o zaman milletin içinde ne diye söyleniyon... Allam yaa... Şöyle otobüste olan mevzulara gıcık olurum. Gelirken de aksi bir ihtiyarın teki çift kişilikli koltuğa yayılmış. Adamın biri "Oturabilirmiyim." dedi. Araba hareket edincede dengesini kaybedip yaşlı adamın koluna çaptı. Ulan adam özür diliyo yaşlı adam ise "kucağıma otursaydın." diyor. "Pardon beyefendi." diyor "koluma çarptın." Şeytan diyo NEYSE. :@ Kenara çekilseydin çarpmazdı doğal olarak Diğer yolcularada yer vermen gerektiğini bilmiyorlar.
Neyse gel gelelim kayıt yerine geldik. Veli alınmıyormuş. Tek başıma daldım içeri... 3 veya 4 kat yukarı çıktıktan sonra nereye gideceğimi bir daha sordum. "Şu kuyruk" dedi. Ama kuyruğu görsen iftar çadırı kuyruğuna beş basar. XD Biraz daha ileri gittik. Ben tüm eşyalara bir daha baktım.Yanda adam bağırıyor. Meslekleri sabahtan beri, benim mesleği söylüyormuş haberim bile yok. Ben önceden girebiliyormuşum.  Sonradan çaktım davayı... İndim aşağıya oldum kayıdı, ordan doğru ingilizce muafiyet sınavına girdim. Sınav zaten 40 dakka bişi sürdü. 50 soru vardı. Bu kadar; ben gözümde o kadar çok büyütmüşüm ki anlatamam canavar gibi bakıyoRdum. Çıktım bizimkini aradım biR buldum. Direk "Bana para ver beş kuruşsuz içeri girmişim." dedim. XD Orda para isteselerdi avcumu yalıcaktım herhalde. XD Kayıdı yapıp doğru kampüse gittik. Zaten bir ara çıkış yolunu kaybetmiştim.  Okuyacağım kampüste ne bilim çok boştu. Herhalde öğrencisiz ruh gibi oluyor her taraf. :) bunu anladım. Bide her yerde kız yurdu kız ev arkadaşı aranıyor yazmışlar. Dedim "Bak burda şanslıyız her yerde kız öğrenci istiyorlar . Erkek öğrenci istiyoruz diye bir şey yazmıyor."  Babam "Doğru diyosun." dedikten sonra bir sürü nasihat sıraladı. Gidene kadar bir sürü kız yurdu ile alakalı kağıt toplamışızdır. XD ( Aslında bana gerekmicekte yolda veriyolar her köşe başı :) ) Eve geldiğimde üzerimde öyle bir yorgunluk vardıki sanki katır tepmiş gibi... Yatış o yatış saat 12'de uyandım o uykudan sonra iyice dinlendim. İçim daha rahat şimdi. Ohh bee dünya varmış...

2 Eylül 2009 Çarşamba

Corpse Bride

Gerçekten ilginç bir animasyon filmi... Çizimleri olsun konusu olsun... Anime dışında böyle filmleride çok seviyorum. Bana diğer çizim yanlarınıda gösteriyor. Hele de bu, ayrıca burdaki müzik atmosferi beni piyanoya aşık etti diyebilirim. Ne olursa olsun piyano vazgeçilmez oluyor. Duyguyu en çok yansıtan müzik aleti diyebiliriz. Victor'un Piano Solo'su çok hoşuma gitmişti. Şimdi kısaca bir özet geçebilirim size....


Victor Van Dort kısa süre sonra güzel Victoria ile evlenecektir. Ancak genç adam kendini henüz evlenmeye hazır biri gibi hissetmemektedir. Aslında evliliği bile düşünmemektedir. Ancak Victoria'yı görünce ona aşık olur. Provada bir türlü kelimeleri bir araya getiremez ve ormana gider. Orada kendi kendine yüzük takma provası yaparken yüzüğü yanlışlıkla Ölü Gelin'in parmağına takıverir ve apar topar Ölüler Diyarı'na götürülür. Ölüler Diyarı'ndaki hayat Yaşayanların Dünyası'nın sıkıcılığından uzak ve çok daha eğlenceli bir yerdir.Ancak Victor her zaman geri dönüş planları yapmaktadır. Hatta bu yüzden ölü gelini bile kandırmıştır. Bu ölü gelini çok üzer. Zaman geçtikçe Victor'un duygularını anlamaya başlar. Victor'un Victoria'ya aşık olduğu bir gerçektir.

Karakterler
Victor Victoria ile evlenmekten çok korkmaktadır. Fakat Victoria ile tanışınca evliliğin o kadar kötü olmadığını düşünmeye başlar. Victor ürkek bir karakter olmasına rağmen daha sonra kendine güven kazanmıştır.Ölü gelini de duygularını anlamaya başlar. Hatta ölmeyi bile kabul etmiştir.
Ölü Gelin geçmişinde çok büyük acılar yaşamıştır. Öldükten sonra bile aşkını bekleyen Ölü Gelin Victor karşısına çıktığında onu beklediği aşkı yerine koymuştur. Gerçek aşkı ona çok büyük bir şekilde ihanet etmiştir.
Victoria aynı Victor gibi aslında evlilikten korkmaktadır. Victoria Victor'u çok kısa bir sürede tanımış olmasına rağmen ona karşı güçlü hisler beslemektedir. Zamanla ona aşık olur. Victor ölü gelini anlatığında çok şaşırmıştır. Ama ölü gelini görünce Victor'u kurtarmak için elinden geleni yapmaya başlar. 


İzlemenizi tavsiye ederim. Sonu hiç tahmin edeceğiniz gibi bitmemektedir. Duygular çok iyi yansıtılmıştır. Cidden güzel bir animasyon filmi...Buradan izleye bilirsiniz.

1 Eylül 2009 Salı

Bu Tişörtler Süper XD

Geçen gün gene sokakta dolaşırken yeni yeni türkçe yazılar yazan tişörtler çıkmış. Onları acayip beğendim. Birinde Beni çekemeyen anten taksın...
Birinde Aç de açayım. XD Yazan acayip acayip tişörtler.
Ama en beğendiğim ise buydu. Beni beğendiysen arkaya bak. Baktı salak yazan...
Sonuçta komik bir durum... Birine kesin bu tişörtten alcam kafaya koydum. Daha öncede abime bir camın içinde sigara ve kibrit var altında da "ihtiyaç anında camı kırınız." yazıyordu. Böyle bir hediye almıştım. Aldığında bayabi gülmüş ve sevinmişti. "Aklına nerden geldi böyle birşey..." bile demişti. Sıradan hediyeler almaktansa böyle ilginç hediyeler almayı daha çok seviyorum. Helede o arkadaşım bana yakınsa... XD

31 Ağustos 2009 Pazartesi

Misafirlik

Misafirlikte kalmaktan nefret ediyorum. İnsan ister istemez çok yorgun ve halsiz oluyor. Hee birde evin değil bunu biliyorsun ya o yüzden rahat olamıyorsun. Ne kadar sevdiğin ve tanıdığında olsa da bir türlü rahat olamıyorsun. Sanırsam bu bana özel bişi annem hiç şikayet etmez. Ama babamla ben bir türlü rahat edemeyiz. Dün teyzemin oğlunda kaldık. Bilindik dedikodular felan edildi. Derken herkes gitti, yatma vakti geldi. Tabi ben kendi kuytu yerime çekildim ışığı söndürdüler.
5 dakika sonra...
Vızzzzzzz vızzz
Çat
Vızzz vızz vızzz
Çat
~Yataktan doğrulur etrafa bakarım. Işık kapalı doğal olarak bişi görmüyorum.Ses soluk yoktur geri yatarım.~
Vızzz
Allam yaa sabır
Vızz vızzz vızz
~Yataktan doğrulur tekrar etrafa bakarım. Çıt yok.~
Telefonumu aldım yanıma ışığını yaktım. bekliyom pusuda... Bir kaç dakika sonra biri pusuya düştü. Sonunda da geberdi tabi... Gittim elimi yıkadım. Tam yattım.
Vızzz vızz vızzzzz
Öffff
Sabaha kadar sivri sinekle mücadele ettim ama o kazandı. 2 kere yedi beni şerefsiz sinek... Onu öldürseydim rahat etcektim. İşte evde olsan illaki kurtuluşu yok ölürdü. Ama misafirlikte ses yapamıyorsun. Ahh ahh