31 Temmuz 2010 Cumartesi

Üç Yıldız *-*


Bu resmi görünce küçüklüğüm aklıma geldi bir anda... Eskiden balkona çıkar ve yıldızları saymaya çalışırdım fakat hep bir yerden sonra sayısını karıştırır ve tekrar başa dönerdim. Bir türlü tam sayamazdım. Şimdi ise sayısı 5 veya 10 dan fazla olmuyor artık. Çok kolay sayılıyor. 
Eskiden her şey daha basitti daha yapılabilir daha kolaydı. Bir şeyi yapmak için birine sormam gerekmezdi. Bir şeyi aldığımda danışmam gerekmezdi. En basit örneğin; Bir giysiyi aldığımda "Şu güzel mi? Güzel değilse söyle... Millete rezil olmim." demezdim. Direk alırdım çünkü bu benin doğamdı. Sonuçta onu giyecek olan bendim. Bir başkasının düşüncesini umursamazdım. Yada "Yadırgarlar mı?" diye düşünmezdim. Şimdi bile onları arada giyiyorum. Fakat eskisi kadar özgür düşünemediğimi hareket edemediğimi düşünmeye başladım. Neden mi?
Sürekli sormamdan anlıyorum. "Şimdi ben bunu giyersem yanlış anlarlar yaa... Daha ağır takılim ben..." diyorum. Yada bir şey aldığımda sürekli soruyorum. "Nasıl olmuş sence güzel mi?" gibi... Şimdi düşününce insan büyüdükçe birilerine daha çok ihtiyaç duyuyor galiba... XD
Arkadaşlarla aramızdaki bağlara gelince bunu kim bilebilir. Ama eskisi gibi olmadığını açıkça söyleyebilirim. İlkokulda her gün birbirimizin evine giderdik neredeyse... Sonra tatilde ise her zaman buluşurduk. Liseye geçtik. Daha az görüşüyorduk ama genede görüşüyorduk hepimiz farklı lisede olmamıza karşın her hafta sonu bir zaman buluyorduk. Sonra üniversite hepimiz ayrı şehirlere dağıldık. Bu sefer mektuplar devreye girdi. Derken tatile girdik. Bu seferde staj girdi. Birbirimizi zor arıyoruz. Ama nedense ne zaman birbirimizi görmeye gitsek sanki o uzun zaman araya girmemiş. Daha dün görüşmüş gibi davranıyoruz. 
O gökyüzündeki gördüğüm piramit 3 yıldız. Ben hep ona piramit derim. Hala gökyüzünde duruyor. Bizim dostluğumuzda öyle olsa gerek kırsakta, incitsekte, parlaklığımızı yitirsekte, ağlasakta gene sağlam dimdik ayakta duruyoruz.

30 Temmuz 2010 Cuma

Bu öyle bir duygu ki....

Hmm şunu şöyle dile getirim. Bir arkadaşın kazık atınca veya yalan söyleyince bu öylesine bir insansa kabul edip geçersin. Ama yakın gördüğün bir arkadaşın olunca bu çok zor olur ya... Kabul etmen ya da onla bir daha konuşmaman, için içini yer hani "Acaba bende bir suç yaptım mı? Acaba bende bir konuda hatalımıydım." diye... Sonra aradan zaman geçtikçe bu duygularında büyür yaa... Birilerine anlatma ihtiyacı duyarsın. İçindeki o kötü sözleri atmak rahatlamak istersin. Sonrada anlatırsın bunu tanıdığın ve yarı tanıdığın insana sana yardım etmesi için...Daha sonra bunun sonucunu öğrenmeye başlarsın. Neden yaptıklarını değilde amaçları neydi diye öğrenmek istersin. Sonra hep aradığında bir sonuç çıkmaz boş vermek istersin. Eskiden bu kadar yakın olduğuna pişman olursun yaa... Bir zaman daha gelir sonra bırakman gerektiğini anlarsın ve bırakırsın ya onu kendi haline ve sende kendi yoluna devam etmeye başlarsın. Olanları unutmaya çalışırsın yaa. Kendi kendine bir karar verirsin. Ne kadar çok paylaşırsam unutucam diye.. Gerçekten de paylaştıkça unutmaya başlarsın yaa..
KISACASI
Hani bir insanı tanıdıgını zannedersin hani çoook çoook iyi tanıdıgını zannedersin fakat sonra görürsün meger hiç tanımamışındır. Bütün aklında saçma hayallerin ve böyle mi düşünüyo acaba dedigin şeyler çıkar veya öğrenirsin yaa, sonra hani hem gülesin gelir hem ağlayasın gelir aptal olursun ya şuan bende öyle hissediyorum ama aynı zamanda yoluma devam etmem gerektiğini de biliyorum...

27 Temmuz 2010 Salı

Deli Oldum

Niye biraz büyüyünce davranışları düzeltmek için erkekleri öne sürerler anlamam. Tam da adamlarını bulurlar yaa sorunu düzeltmek için... Adamlar zaten başlı başına bir sorun oluyor. Gel gelelim genellikle denilen sözlere...

Yolda düzgün yürü yoksa erkekler sana iyi gözle bakmaz.
Yemeği düzgün yee yakında evlencen adam seni beğenmez.
Aksi davranma yoksa eşin seni sevmez.
Tartışmadan uzak dur yoksa onla tartışırsın.
Yemekte yapmayı öğren ilerde eve sen yemek yapıcaksın kocan ne der sonra...
Evi temizlemiyorsun erkek hiç pis birini alır mı?
Saygılı ol çocukları sen yetiştircen seni dinlemezler vs vs vs 

Yaa bunlar hiç mi bunları yapmıcaklar. Ev temizleme ve yemek yapma yaw padişah torununa kendimi hazırlanıyor gibi hissetmeye başladım. Hem yolda düzgün yürüsen bile adamın içinde fesatlık varsa yapıyor yapmıyor değil. Ayrıca herkes kendi davranışlarının hepsini düzelte bilseydi. Dünyada derdi olan insan olmazdı veya kavga eden insan olmazdı. Herkes Polyana misali yaşardı. XD Haksızmıyım????????? -_-

25 Temmuz 2010 Pazar

= Nefret =

Bazı insanlardan neden nefret edersin? 
Ya da nefret etmek için sana ne yapmışlardır? 
Kalbindeki nefret ne oranda büyür veya o dediğin kişiye ne kadar zarar verir. 
Üzülür mü? 
Kırılır mı? 
Konuşmaz mı? 
Yoksa başka bişi mi?


İşte bunu ben bilmiyorum. Ama sanırsam öğrenmeye yavaş yavaş başlıyorum. İnsanların davranışlarını sorgulamak gerçekten ama gerçekten sinir bozucuymuş. Şahsen bunu anlıyorum. Ben garip bişi yapim. 
Örneğin; Bardaklardan piramit yapim ya da kola veya fanta kutularını tersten koymaya çalışim ya da çatallarla oyniyim. Direk garip bakmalar sonra da "Artık 20 yaşındasın bu yaşta insan bunları yapar mı?" demeler.
Bu yaşta olan insan ne yapar ki anca oturup mahalle dedikodularına mı karışır, yoksa tığ oyası mı yapar, yoksa saçma saçma insanlar hakkında yorum mu yapar, yada yoldan geçen bir insanın kıyafetine laf mı atar... Belki ben bu sıradan yaşamı sevmiyorum belki farklı olmak istiyorum. Ama bizim milletin kafa ve düşünce yapısı o kadar dar ki cidden en yakınımdaki insanlarda bile bunu görebiliyorum. Farklı olan kimseyi  ama kimseyi kabul etmiyorlar. İnsanlar neden birbirlerini ezmeye çalışır anlamıyorum. Yada neden sorgulamayı çalışır. Farklı olan insanlara hayranım. Kendilerini gösterebiliyorlar. Düşüncelerini yansıtabiliyorlar. Öbürküler gibi dar bir kutunun içine girip susmakla yetinmiyorlar. Korkmadan konuşuyorlar özgürce bağırıyorlar. Bunun neresi yanlış. Israr etmesem bişiler yapmak istemesem zorlamasam.Kimse ama kimse o küçük kutunun içine girmemi engellemez aksine oraya tıkmak için uğraşırlar. Bu beni deli ediyor. 


Hayran hayran bakmayı kesip kendinde özgürce yaşasan nolur sanki... Hiç bişi olmaz. Ne olacak bir sürü insan 2 gruba ayrılıyor bana göre istediklerini yapan ve yapamıcam diyen insanlarla dolu...
 Ama malesef  %80 yapamıcam var %20 yapıcam diyen insanları yadırgamaları normal öyle mi? Bunu hiç ama hiç sanmıyorum. Bunu değiştirmek istiyorum. İnşallah da yaparım. Sıradan biri olmaktansa niye farklı olmayalım. Her insan farklıdır aslında ama bunu çıkarmak yerine o küçük kutunun içine girmeyi daha çok tercih ediyorlar. YAZIK...

15 Temmuz 2010 Perşembe

Soru Yağmuru T-T

Evet size bir arkadaşımdan bahsedicem siz ne kadar bir soruya dayanabilirsiniz. Aslında her türlü soruya dayanmak lazımdır. Çünkü ilerde bir sürü kişi sizse milyonlarca soru sorabilir bunlardan çeyreğin çeyreği düzgün bir sorudur gerisi ise çok saçmadır. :) Başlıyoruz


Akain: Ya N o kadar çok panik yaptın ki staj defterinde...
N: Ne yazcaz diyorum
Akain: İlk gün mesela tanıştığını felan yazarsın
N: Her gün personelle tanışmıcam ya daha sonra ne yazcam peki...
Akain: Yaptığın işleri yazarsın
N: Aynı şeyi yaparsam ne olcak.
Akain: O zaman başkalarının yaptıklarını yazarsın kendin yapmışın gibi...
N: Ya tek iş yapılıyorsa
Akain: Yaw o zaman netten bulabilirsin
N: Matbaa ile ilgili bişi yok ki ama
Akain: O zaman grafik ile ilgili bak
N: Ya kabul etmezse
Akain: Kabul eder niye etmesin yahu...
N: Ama sonuçta iş yeri matbaa yazıyo..
Akain: Olsun sonuçta oralarda da grafik işlemleri yapılıyor.
N: Hoca öyle mi dedi.
Akain: Hoca hatta yapmadığınız bir işlemi bile yazabilirsiniz farklılık açısından dedi.
N: Bunu dedi mi?
Akain: Eveeet
N: Bir sorun olmaz yani....
Akain: Yaw ne yazarsan yaz yaw alla alla XD


 Ben bu kadar dayanabildim siz olsanız kaçıncı da iflas ederdiniz. XD (Bu kızı nedense seviyorum .)

14 Temmuz 2010 Çarşamba

-.-

Şu sıralar moralim biraz bozuk.. Anlamadığım çok ama çok sorunum var. Hadi anlamamayı bıraktım. Suçumun ne olduğunu da bilmiyorum. Sadece haksızlığa uğradığımı düşünüyorum. Sadece bu yanlışlarını bir gün görmelerini istiyorum. O zaman ben onların yanında olmayacağım ama olsun genede görmelerini istiyorum. Bu sefer ben sessiz kalıcam. Madem öyle...
Her zaman konuşmak işe yaramıyormuş bunu anladım.
Onca salaklıktan sonra bunu kaldıramıyorum.
Ama açığımı aramak isteyen bu kadar çok kişi varken şimdi anlıyorum ki doğru söylemek çok salaklıkmış ve anlıyorum ki çok salaklık etmişim. İnsanlara yalan söyledim mi mutlu oluyorlar. Gerçekleri kabul edemiyorlar.  Yalanlar dünyasında yaşayan bir doğru ne kadar uzun ömürlü olabilirdi ki ben de o kadar ömürlüyüm işte... 
Her zaman doğrumu yapıyordum bilmiyorum. Artık buna pek inanmıyorum galiba. Çok hem çok şeyi yanlış yapmışım. Buna kendimden dahil özelliklerde var ve tabi ki başka insanlarda ama böyle olması bir yandan iyi oldu çok kötü olması dışında... Kendimi tanımama fırsat verdi. Belki onlarında vermiştir. Galiba bende çok bencilce davranıyorum. Galiba kendi sözlerimin çok önünde duruyorum. Diğer kişilerin laflarını dinlemiyorum bile belkide... Belkide böyle bitmesi iyi oldu sen ne dersin. Ben zamana bıraktım. Bu sefer ne olacağını ben bile bilmiyorum.

4 Temmuz 2010 Pazar

Tank Temizliği =S

Tankı temizledim. Çok güzelce filtre ve süslerde dahil olmak üzere çok güzel bir şekilde yıkadım. Ve tanka güzelce yerleştirdim. XD Ama bundan önce....
Abimle balığı akvaryumdan çıkartana kadar canımız çıktı. Kıç kadar akvaryumdan balık çıkarmak ne kadar zormuş. Sözde abim kolay diyodu. Nah kolay neresi kolay lan. Alla alla balığı kavanoza aldık. Ama yarım saat uğraştık...
-kağıt getir
 -yok şurdan tutt
-ay kaçtı
-yeremi düştü
-yok akvaryumda hala. XD gibi..
Nese sonunda temizleyip koyduk. Balık aptal oldu. Etrafa baktı baktı. Sonra köşelere gitti geldi. Başladı cama vurmaya kendini... Rengi felan attı hayvancağızın bırak siyah lekeyi pespembe oldu. "Aha dedim balık gidici... Kötü oldu bu yaa." dedim. O an aklıma geldi. "Bu hep filtrenin altına girerdi şimdi ise biz dibe soktuk filtreyi..." dedim abim filtreyi kaldırdı. Direk altına girdi rengi düzeldi bi oh çektik yaa. Yoksa kendini vura vura öldürücekti. Ödüm koptu. Gene mefta olmasın diye... XD

3 Temmuz 2010 Cumartesi

Zebra ~ Zeyna XD

 Eeevet evet evet ismini Zeyna koydum . güzel değil mi ama... XD XD Bence ona çok yakıştı. O karı da feci yahşi bir bayan olmasına karşın her bişeyi kesip doğruyordu bununda dişleri doğruyor. XD XD


Bütün bir gece araştırma yaptım ve sonunda onun bir kız olduğuna karar kıldım. Çünkü karnı ve yüzgeçleri hafif turuncu ayriyetten karnı pembe gibi rengide (siyahlık) o kadar koyu değil... Hem öbür balıkları neden öldürdüğünü de anladım. Çiftleşme döneminde şu an o yüzden çok agresif... Zaten elimizi soksak ısırıyor bugün böcek verdim yedi. Sonra balkondaki çiçeklerle uğraşırken solucan buldum. Kocaman bişidi. Abime gösterdim. "Sence bunu yer mi ?"diye. Görünce "Oha lan bu çok büyük yiyemez." dedi. "Ya bi deneyelim belki yer." dedim. "Yaw şimdi bişi olmasın." dedi.  "Olmaz olmaz dipte durur olmazsa alırız." dedim . "Tamam at bakim." dedi. Attım daha solucan dibe inmeden bi yutmaya yuttu bizim gözler açıldı. 0.0 0.0 "Ohaa" dedik. Kendinde büyük solucanı çiğnemeden yuttu. Annem "Nasıl bir balık yahu bu.?" dedi. "Bizde maşallah kendini koruyor Formu yerinde .." dedik XD İçine akrep atsak bu yer eminim. XD Çok pis boğazlı... 


Ayrıca yanına bir de erkek almayı düşünüyorum. Umarım yiyerek hayvana zarar vermez uslu ve güzel bir çift olurlar inşallah... XD

2 Temmuz 2010 Cuma

Ailenin Yeni Üyesi

Evet bugün aileye yeni bir üye geldi. Zebra ciklet balığı çok tatlı bişi yaaa... Yeni geldiğinden beni ve annemi gördüğünde hemen saklanıyor... Abimi görünce direk cama yapışıyor ama... XD XD

Zebra ciklet balığı eve nasıl geldi ve gelişen olaylar... XP (Drı dı dım)
Abim bundan önce işyerin de bakıyordu. Ama orada fazla bakamadığından eve getirdi. Akvaryumu görsen çamur gibi... "Bu ne abi." dedim zaten dibinde serçe parmağım kadar kum var. Cidden serçe parmağım kadar ortada seyrek duruyor öyle...Hayvancağız camı yalıyor resmen. Harbiden de bakamamış hayvancağıza... Dedi "Sen bişiler yaparsın." Kafa salladım direk işe koyuldum. Benim önceden hobim vardı sevdiğim deniz taşlarını çantama koyar eve getirir saklardım. Onu çıkardım. Annemde özel akvaryum kumu almış. Bir kaç süs almış. Biz görünce şok olduk tabii ki... Normalde hayvan istemiyorum evde diyen kadın böyle yapıyor. Üstelik önceden hayvan gibi akvaryumumuz vardı. Onu hangi güçle taşıyıp çöpe attı bilmiyoruz. Bize sormadan atmıştı çok kızmıştık.Şimdi ise "İlerde büyük akvaryum alırız şuraya boydan boya koyarız." diyor. Abimle birbirimize baktık. Anlaşılan bu balık işinde zorlanmıcaktık. XD
He zorlancağımız tek konu var. Aslında tek yaşamıyordu fakat bu diğer zebrayı öldürdü portakal balığı koydular onuda yemeye başlayınca abim daha yanına bişi koymaya cesaret edememiş doğal olarak... Kendi cinsini yiyen balıktan ne bekliyon bizim balıkta böyle diyo işte. "gel canım sana sarılim sonra yiyim" XD
Bir su koyduk dinlendirmeye bakalım inşallah bir sorun çıkmazsa akvaryumu temizleyip süsleyip balığımızı yerleştircez. Ben açıkcası bu sevimli piranaya hayran kaldım. Çok şeker yaw. XD Aaaa buna isimde bulmak gerek yaw. Hayvancağızı bi oğlum bi kızım diye seviyorum sonunda top olmasın en iyisi bir araştırma yapim ona göre isimde koyarım. XD XD

1 Temmuz 2010 Perşembe

Yeni site

Hahhah gene yeni bir RP sitesi buldum. Geçen sefer site buldum adını vermiştim. Fakat malesef adminlerle feci dalaşıp kan davalısı olduğumuzdan çok pis sorunlarla karşılaştık.("Her ikimizde") Fakat admin beni bilmiyodu. Ben çetin cevizdim.  Ve inada binersem hiç kimseyi gözüm görmez. Kendi doğrularımı çoooook çok inatla savunurum. Yani kısacası inatçı keçiyim biraz. (^-^)
Gel gelelim sonunda ne oldu. Ben site adminlerle tartıştım. Onlar benle tartıştı. Aynı zamanda bir sürü olayla suçladılar. "Hee öyle mi?" dedim. Bir başladım içimden sövmeye... Site o gün bugündür artık ölü bi site... Çok iyi söverim. XD XD XD (Övünmek gibin olmasın...) Hee ara sıra o ölü siteye uğruyorum. Sonuçta yazık günah koca bir yılım geçti. Acımıyo değilim hani... Bir sürü arkadaşım vardı. Halada konuşuyoruz onlarla. Fakat o kadar fazla değil. Herkesin farklılaştı konusu ve artık ortak bir noktada toplaşmıyoruz sonuçta... [Ahh Ahh ne vardı böbürlenceğine az beni de dinlesen sırf bizi suçladın cadaloz karı >.<] töbe töbe XD XD
Hee yeni bi site buldum diyodum. Evet valla şuan yeni başladım. Daha 9 tane mesajım var ve doğru dürüst bir RP bile yapmadım. Ama yapılan RPleri okudum az daha bayılacaktım. Allam ben 3 saat düşünsem word de 3 sayfa kurgu çıkartamam bunlar takır takır yazıyo yaw. Şaştım kaldım. Tamam ilham gelirde bi yazmaya o kadar metni nasıl girebiliyon kardeşim. Bir insan okurken artık sıkılır onu. Orta seviye yazsa keşke ama güzel yazanlar var. Onlara bişi diyemiyorum. Biri 2 sayfa çıkarmış. Dizlerimi kendime çekmiş.Dondurmalı kasemi de önüme koymuş yerken ben okuyana kadar kasedeki dondurma erimiş ben farkına varamamıştım. Sonunda tabi su gibi içtim dondurmamı... XD XD Çok ilginç bir deneyim oldu. Aslında tadı öylede güzeldi. XD Sadece çorba gibi olmuştu. Vanilya, çikolata, antep fıstığı çorbası XD Tavsiye ederim (^-^)