9 Eylül 2009 Çarşamba

Yorucu...

Evet gelelim neden yorucu olduğuna akşama iftar düzenleyen bizdik. Tabi tüm sülaleyi çağırdık diyebiliriz. Eee tüm sülaleyi çağırmak ne demek temizlik ve yemek görevini biz üstlendik demek annem ve ben... -_-
Doğal olarak sabahın köründe kalktık saat 9 (tabi benim için sabahın körü, tatilde kim 9 da kalkar ki...) gözümü zar zor açıyorum. Gecede uyumamıştım. İki su çarptım kendime geldim. Annem görevleri taramalı gibi saymaya başladı.

"Tozları al, evi süpür, taşları sil, tahtaları sil, tuvaleti ve banyoyu çifle, örtülerini ser, kilimleri sirk, havluları degiştir ondan sonra rahatlıkla bilgisayara oturabilirsin." dedi. Ben tabi bi "oha" dedim.
"Anne ben sence neyim senin gözünde, süpermen bile olsa onca işi yapmaz akşam bide servisleri sen yapcan diyorsun..."
"Evet sen yapcan."
"İyimisin anne.."
"Evet iyiyim sen gençsin." Zaten ne zaman başları sıkışsa sen gençsin lafını biz gençlere yutturmaya çalışırlar. En gıcık olduğum şey... Tamam gencizde yani insanız sonuçta, biz de yoruluyoruz bizde acıkıyoruz. Oruçlu oruçlu onca işi nasıl yapim. Şöyle bi gözlerimi devirdim kolumu sıvadım bir işin ucundan tutmaya başladım. İlk olarak evi bir süpürdüm. Anam ne biçim susadım varya... Tövbe tövbe iki yüzüme su çarptım rahatladım. Sonra tahtaları sildim. Ordan taşları silerken annem dakkada bir önümden geçiyor. Bende bir işi yaparken birinin başımda olmasını sevmem yemektede öyledir. İnsan rahat olamıyor yahu. Temizlediğim yere basıyor. Sanki bana işgence çektirmek istermişcesine...
AAANNNNNEEEEEEEEEEEEEE!!!!!!!!!!
Yüzüme masum masum baktı. Hatasını anlarmışcasına "Tamam tamam mutfağa giriyorum" dedi. Girmeseydi zaten ikinci bir arççı şok gelebilirdi... Gel gelelim orayıda sildikten sonra acayip bunaldım. Doğal olarak pc'yi açıp müzik açtım. Geri kalan işide müzikle yaparım dedim. Annem kilimleri benim yerime silkmiş sadece sermesi kalmıştı. Banyo ve tuvaletide o çifledi. Bana fazla bir görev kalmadı. En son duş aldım. Üstümü giyinip saçımı yapıp beklemeye başladım.
Pc'de oyalanırken  ding dong diye bir ses geldi. Aha ilk misafir... Kapıyı açtım beklemeye başlarken bizimkiler telaş içinde üst giyiniyorlardı. İkiside mutfaktan çıkmadı akşama kadar...  İlk gelenler (4. sırada ki teyzem)  teyzemin çocukları ve torunları. XD O kadar şeker bebeciklerki biri 6 biri 9 aylık daha mini mini minnacık bişiler... Nedense bu bebekler çok seviliyor. İkisinide yiye yiye bitiremedim. XD Ardından iki zil sesi daha (2. sırada ki dayım) dayımın oğulları ayriyetten (3. sırada ki) teyzemin oğlu... Ardından bir zil daha en büyük dayımın karısı geldi. XD şimdi bunlar kaç kardeş diceksiniz dimi. Bu mevzuyu sonra anlatırım. Yoksa bu yazı acayip uzun olur. He herkes tamamlandı. Toplam 16 veya 14 kişiyiz işte. XD Ezan okunur okunmaz. Yemekler koyuldu. Annemle ben orucu açmadık. Misafirlere yemek taşıyoruz. Herkezin yemeği bittikten sonra biz yemek yemeğe başladık. Ama ilk defa açlığı bu kadar iyi anladım diyebilirim. Oturduk sohbet ettik. Konuştuk dertleştik. Akrabalarla oturup konuşmayı özlemişim be.... Bu arada gene piştide ben yendim XD. Üzgünüm chibio ve ceno XD

0 Comments:

Post a Comment