Kayıt işlemi herkezin sorunu galiba ... Bu sefer de benim sorunum oldu. Sabah bi kalktım. Saat 10'u geçiyor anneme bağarmaya başladım direk "Beni niye kaldırmadın!" diye... Gelde deli olma zaten babamla gidecektim adam evde bile değil. Diyorum içimden "durdurlar durdular bugünü mü buldular.." Hemen üstümü giyindim bir bardak su içip eşyaları kompile alıp dışarı fırladım.
Dışarı fırladım da dakkada bir tamamını aldım mı diye kontrol edip duruyorum. İçime kurt düştü bir nevi... Otobüs durağının oraya geldim. Babam söyleniyo "seni kaç saattir bekliyodum" diye. O aradığında yeni uyanmıştım annem kaldırsaydı erken gelebilirdim her halde... Fazla uzatmadan otobüse bindik. En arkaya geçmeden önce bir yere oturduk. Güneş geliyo diye babam kaldırdı en arkaya geçtik. Geçmemizle bizim oturduğumuz yere bir adam oturdu. Sana sadece görmen gerek diyorum. Adam altına işemişti galiba. Bide yürümesi felan normal değildi. Sanki dilenci gibiydi. Zaten önümüzdeki kadın yanına oturduktan sonra yanından kalktı bunun "yanına oturulmaz" dedi. Oturulmazsa bunu önceden fark edipte oturma o zaman milletin içinde ne diye söyleniyon... Allam yaa... Şöyle otobüste olan mevzulara gıcık olurum. Gelirken de aksi bir ihtiyarın teki çift kişilikli koltuğa yayılmış. Adamın biri "Oturabilirmiyim." dedi. Araba hareket edincede dengesini kaybedip yaşlı adamın koluna çaptı. Ulan adam özür diliyo yaşlı adam ise "kucağıma otursaydın." diyor. "Pardon beyefendi." diyor "koluma çarptın." Şeytan diyo NEYSE. :@ Kenara çekilseydin çarpmazdı doğal olarak Diğer yolcularada yer vermen gerektiğini bilmiyorlar. Neyse gel gelelim kayıt yerine geldik. Veli alınmıyormuş. Tek başıma daldım içeri... 3 veya 4 kat yukarı çıktıktan sonra nereye gideceğimi bir daha sordum. "Şu kuyruk" dedi. Ama kuyruğu görsen iftar çadırı kuyruğuna beş basar. XD Biraz daha ileri gittik. Ben tüm eşyalara bir daha baktım.Yanda adam bağırıyor. Meslekleri sabahtan beri, benim mesleği söylüyormuş haberim bile yok. Ben önceden girebiliyormuşum. Sonradan çaktım davayı... İndim aşağıya oldum kayıdı, ordan doğru ingilizce muafiyet sınavına girdim. Sınav zaten 40 dakka bişi sürdü. 50 soru vardı. Bu kadar; ben gözümde o kadar çok büyütmüşüm ki anlatamam canavar gibi bakıyoRdum. Çıktım bizimkini aradım biR buldum. Direk "Bana para ver beş kuruşsuz içeri girmişim." dedim. XD Orda para isteselerdi avcumu yalıcaktım herhalde. XD Kayıdı yapıp doğru kampüse gittik. Zaten bir ara çıkış yolunu kaybetmiştim. Okuyacağım kampüste ne bilim çok boştu. Herhalde öğrencisiz ruh gibi oluyor her taraf. :) bunu anladım. Bide her yerde kız yurdu kız ev arkadaşı aranıyor yazmışlar. Dedim "Bak burda şanslıyız her yerde kız öğrenci istiyorlar . Erkek öğrenci istiyoruz diye bir şey yazmıyor." Babam "Doğru diyosun." dedikten sonra bir sürü nasihat sıraladı. Gidene kadar bir sürü kız yurdu ile alakalı kağıt toplamışızdır. XD ( Aslında bana gerekmicekte yolda veriyolar her köşe başı :) ) Eve geldiğimde üzerimde öyle bir yorgunluk vardıki sanki katır tepmiş gibi... Yatış o yatış saat 12'de uyandım o uykudan sonra iyice dinlendim. İçim daha rahat şimdi. Ohh bee dünya varmış...
Neyse güzelim hallettiğine sevindim işleri