7 Mayıs 2010 Cuma

Cennetimden Bakarken filmini izledim gerçekten beni acayip etkiledi. Yoksa buraya niye yazım değil mi?
Herkesin kendine ait özel bir yaşamı vardır. Hiç kimse bilmese bile o kişi için yaşadığı hayat gerçekten özel dakikalarla doludur. Filmde bunu daha iyi anladım. Hayatımız ne derece uzun ki, gerçekten onu doya doya yaşıyor muyuz.? Açıkcası bu sorulara cevap vermek bu filmde olanaksız.

Susie Somon 6 Aralık 1973 yılında 14 yaşında öldürüldü. Doğum günüde verilen fotoğraf makinesini ve kardeşlerini çok seviyordu. Vahşi hayvanların fotoğraflarını çekmeyi çok istiyordu. Gerçek hayali büyüyünce bunu yapmaktı. Fakat fazla uzun yaşayamadı. Komşusu olan Harvey onu küçük oyun bahçesine çağırmıştı. Ama Susie o oyun bahçesinden bir daha asla çıkamadı. Cennete gidemedi sevdiklerini arkada bırakamıyordu. O yüzden arada kaldı. Sürekli olarak onları izledi. Babasının bütün o şişe içine yaptığı gemileri kırdığını, annenin onun adını bile anmak istememesini, kardeşlerini onlara bir şekilde ulaşmaya çalıştı. Ama bu imkansız gibi bir şeydi. Sonunda onlara bir şekilde burada olduğunu hissettirdi. Kendi kar küresinde ki penguen gibi kendi dünyasında da isteği şeyi yapmakta özgürdü. Peki onlara katilini nasıl söyleyebilirdi. Onlara bedeninin katilin evinde olduğunu nasıl anlatabilirdi.Sonu gerçekten de üzgündü. Ama gerçekten de mükemmel bir filmdi. (3lf kesin izle bunu derim. Seveceğine eminim. =)  )

1 Comment:

  1. 3lf said...
    bu filmin bi de kitabı avrdı zeynep..ben okumaya heveslenmiştim ama bizim burda hiç karşılaşmadım kendisiyle:)
    hadi sen araştır bul al da bende nasipleneyim =))

Post a Comment